Ortaokul yıllarında oyuncu olmaya karar veren Selçuk Yöntem, bugün hem tiyatroda hem sinemada hem de televizyon dizilerinde aranılan oyunculardan…

Oyuncu Selçuk Yöntem ortaokulda izlediği bir tiyatro oyunuyla oyuncu olmaya karar vermiş. 36 senedir oyunculuk yapan Yöntem, onlarda tiyatro oyununda, sinema filminde ve televizyon dizisinde rol aldı. Pek çok ödülün de sahibi olan oyuncu, bu ödüllerin kendisini motive ettiğini ve sorumluluk getirdiğini söylüyor. Oyunculuğu neden sevdiğini ise şöyle açıklıyor: “Dünyanın daha iyiye, daha güzele, daha doğruya gitmesi için çaba gösteriyorsunuz ve bunu da insanla paylaşıyorsunuz. Onun için de oyunculuk çok değerli bir sanat. O yüzden çok severek seçtiğim bir meslek dalı.”

Ortaokul yıllarında tiyatrocu olmaya karar vermişsiniz. Başka bir meslek düşünmediniz mi?
Ortaokuldayken tiyatro kolunun bir oyununu seyrettim. Oradaki insan ilişkisinden ve sıcaklıktan çok etkilendim. O zaman tiyatro yapmaya karar verdim. Başka bir meslek düşünmedim, aklıma bile gelmedi. Okulla birlikte sayarsak 36 senedir oyuncuyum. Çok garip rakamlar olarak geliyor bunlar kulağıma.

Devlet tiyatrolarından niye ayrıldınız?O dönemki idari kadroyla, yönetimle ve zihniyetle anlaşamadığım için 2000 yılında devlet tiyatrolarından ayrıldım.

Aldığınız ödüllerin işinize karşı olan motivasyonunuzda etkisi ne oldu?
Bir kere güven ve sorumluluk duygusu getiriyor. Bu duygular işinize daha sıkı, daha disiplinli, daha özenli sarılmanızı sağlıyor. Çevreyle, sosyal yaşamla ilişkilerinizin daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Bir sorumluluk yüklüyor, güzel bir duygu yüklüyor.

Bu sorumluluk yeni projelerinizde daha seçici olmanıza neden oluyor mu? Tabii ki önüme gelen her projeyi seçmem mümkün değil. Bunca yaptığınız işten sonra iyi olabileceğine inandığınız, toplum tarafından beğenileceğine inandığınız işlere girmeye çaba gösteriyorsunuz ama hayat o kadar değişken ki neyin nerede tuturacağını kestirebilmek zor. Duygularınızın oranının el verdiği ölçüde iyi ve olumlu olanı seçmeye çabalıyorsunuz.

Tiyatro, sinema ve TV oyunculuğu arasında ne tür farklar var?
Hepsinde oyunculuğun platformu farklı. Örneğin tiyatro çok farklı, çok zor… Tiyatroya çok önem veriyorum, orası bizim beslenme noktamız. Tiyatroda canlı bir performans sergiliyorsunuz, onun için çok değerli. TV dizileri halkımızla ulaşabileceğimiz, kaynaşabileceğimiz bir platform yaratıyor bize. Ekonomik sorunları gideriyor, tabii ki oyunculuk olarak da çok önemli. Çünkü TV dizilerinde de bir beğeniyle karşı karşıyasınız. Halk tarafından değerlendiriliyorsunuz. Televizyon dizilerinde çok dikkatli olmak zorundasınız bence. Sinemanın ise görselliği daha farklı. Benim için bundan sonra daha çok sinema ağırlıklı olacak diyebilirim.

O halde yeni sinema projeniz var mı?Evet, Osman Sınav’ın çekeceği bir sinema filminde rol alacağım. Ekim ortasında başlayacak. Bir de Çağan Irmak’ın senaryosunu yazdığı bir film çekiliyor. Onda oynayacağım.

Projeyi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Önce metne bakıyorum. Metindeki dramatik ağa, kurulumuna, oyuncu kadrosuna, yönetmene, yapımcıya ve prodüksiyona bakıyorum. Hepsini bir bütün olarak değerlendiriyorsunuz. Çünkü hepsi bir bütün olarak olumlu olursa sonuç olumlu oluyor.

Şimdiye kadar en severek oynadığınız rol hangisiydi?
Hepsini severek oynadım diyebilirim çünkü sevmeden yapılmaz bu iş. Canlandırdığım karakterleri ayrı değerlendirmek olmaz. Hepsinden aldığım çok güzel tadlar var. Dizi bazında Süper Baba, benim için ayrıcalıklıdır ilk olduğu için. Şaşıfelek Çıkmazı’nda da çok iyi bir kadro vardı. Üzgünüm Leyla öyle. Hepsinin güzel tadları vardır bende.

Dizilerde sıkça oynuyorsunuz. TV dizilerine karşı olmayan bir oyuncusu musunuz?
Sırf para kazanmak olarak bakmamalı. Bu iş ticaret değil ki. Eninde sonunda oyunculuk yapıyorsunuz. Oyuncularla, seyircilerle bunu paylaşıyorsunuz. Bir boyutunda para tabii ki var ama asıl duygu vardır, duygunun aktarımı ve aktardığınız duygunun karşılıklı alışverişi vardır. Onun için sırf para olarak bakmak doğru değildir, ben öyle bakmıyorum. Oyunculuk performansı olarak da diziler önemli bir göstergedir bence.  

 Eğitim sisteminin ve bilinç düzeyi eşiğinin yükselmesi gerekiyor. İnsanların meslek sahip olmaları için kendi kendilerini, hisleriyle, sezgileriyle, neyi iyi yapabileceğine iyi karar vermesi gerekiyor. Bunlar dışında raslantılarla tercih edilen meslekler insanlara hiçbir şey katmıyor, hiçbir verimlilik getirmiyor.

Oyunculuk sizin için neyi ifade ediyor? Mesleğinizle ilgili en sevdiğiniz şey nedir?
İnsanı ifade ediyor oyunculuk bence. İnsanı insana insanca anlatıyorsunuz. Onun için sosyal yaşamdaki kaosun, karmaşanın dışında anlatmak istediğinizi anlatıyorsunuz. Dünyanın daha iyiye, daha güzele, daha doğruya gitmesi için çaba gösteriyorsunuz ve bunu da insanla paylaşıyorsunuz. Onun için de oyunculuk çok değerli bir sanat. O yüzden çok severek seçtiğim bir meslek dalı.

Oyunculuk dışında nelerle uğraşıyorsunuz, hobileriniz?
Hobilerim vardı ama oyunculuk o kadar çok zaman alıyor ki vakit kalmıyor yapmaya. Eskiden karanlık odam vardı, fotoğrafçılıkla uğraşıyordum, siyah beyaz fotoğraf basıyordum. Şimdi zamanım olmadığı için ilgilenemiyorum. Okuldaki arkadaşlarımın fotoğrafını çekiyordum. Doğa, manzara, portre üzerine çalışıyordum. İleride vakit bulduğum zaman ilgilenebileceğim tek şey fotoğrafçılık diyebilirim.

Türkiye’de gençlerin meslek seçimleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bunun için önce ülkenin eğitim düzeyine ve eğitim politikasına bakmamız gerekiyor. Bizde ben bir iş sahibi olayım, kapağı bir yere atayım, ondan aylık bir gelirim olsun diye düşünerek başlanıyor her şeye. Halbuki bilinç düzeyinde bir hedef noktası olması gerekiyor. Benimsenerek, istenerek bir meslek seçilmesi gerekiyor. Bu biraz da eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Üniversite sınavına giriliyor, hangi puan tutturuluyorsa istenmeden o mesleğe giriliyor. İnsanlarda mutsuzluklar yaratıyor, bu mutsuzluklar da topluma yansıyor. Eğitim sisteminin ve bilinç düzeyi eşiğinin yükselmesi gerekiyor. İnsanların meslek sahip olmaları için kendi kendilerini, hisleriyle, sezgileriyle, neyi iyi yapabileceğine iyi karar vermesi gerekiyor. Bunlar dışında raslantılarla tercih edilen meslekler insanlara hiçbir şey katmıyor, hiçbir verimlilik getirmiyor.

Çocuğunuz var mı?
Kızım Iraz var, 23 yaşında. Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Daha sonra Şahika Tekand Tiyatro Okulu’nda okudu 2 yıl. Kasım’da başlayacak bir müzikal tiyatroda rol alacak.

Beğeniyor musunuz kızınızın oyunculuğunu?Beğeniyorum çünkü azimle ve bilinçle istedi bu mesleği yapmayı, üniversite mezunu olmasına rağmen. Ve o yolda adım adım ilerliyor. Azimle yapılan şeyi desteklemek ve ona motivasyon sağlamak gerekir. O da çok bilinçli ve olumlu bir şekilde ilerliyor. Bu işi kotaracağına inanıyorum.

Bir de şiir albümünüz var. Bunun çalışmaları nasıl başladı, tepkiler neler oldu?
Onun çalışmalarını Vedat Sakman’la birlikte yaptık. 2002’de Sakman Prodüksiyon’dan çıktı. Vedat Sakman’la kardeşim istediler. Bir yerde bir şiir okumuştum, Vedat da vardı. Sonrasında öyle bir teklif geldi. Çok amatör ruhla, çok güzel şiirler seçerek, çok güzel müziklerle buluşturarak öyle bir çalışma yaptık. Çok severek yaptığım bir çalışmadır.

Tekrar böyle bir şiir albümü çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Zaman oraya yöneltirse tekrar olabilir ama şu an böyle bir çalışma yok. Hiç aklıma gelmezdi hayatımda şiir okuyabileceğim, şiir albümü yapabileceğim ama hayat bazen olayları düşünmediğiniz bir biçimde sonuçlandırabiliyor.