uzayastronotÇok küçük yaşlarda önderlik etmeyi ve sınırları zorlamayı aklına koyan bilim adamı, astronot Prof. Dr. Ulrich Walter, kitapları ve TV programıyla teknolojiyle yaşamı tanıtıyor. Walter, araştırmacı astronot olarak yaşadığı uzay deneyimini paylaşırken, bir astronotun hedefe ulaşmak için yaptığı özverili çalışmayı anlatıyor.

1954’te Almanya’da doğan Ulrich Walter, Cologne Üniversitesi’nde fizik eğitimi aldı. 1980’de mezun olduktan sonra solid state physics alanında doktorasını tamamladı. Chicago, Illinois ve California Üniversitesi’nde çalıştı. 1987’de Alman Astronot Ekibi’ne katıldı. 1988-1990 arasında bir nevi Almanya’nın NASA’sı sayılabilecek Almanya’nın havacılık ve uzayla ilgili ulusal araştırma merkezi DLR’da çalıştıktan sonra Alman Uzay Laboratuvarı’na mürettebat lideri olarak atandı. 1993’te Columbia uzay gemisiyle uzaya gitti. Uzay yolculuğu 9 gün, 23 saat ve 40 dakika sürdü. Ardından 4 yıl kadar DLR’de veritabanı projesine yoğunlaştı. 1997’de IBM’de çalışmaya başladı. Birçok kitabı olan Walter, sunuculuğunu üstlendiği “Science Magazine Show”u da hazırlıyor. Evli ve 2 çocuk babası olan Walter, şu anda Münih Teknik Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Uzay Teknolojileri Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. Microsoft’un düzenlediği bir etkinlik için Türkiye’ye gelen Walter’la dünden bugüne uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Çocukluk hayallerinizle bugün bulunduğunuz yer örtüşüyor mu?

Çocuk dönemim 60’ların başına denk geliyor. Uzaya yolculuk Avrupa’da yeni yeni konuşulmaya başlamıştı. Benim günlük hayatımdan çok uzaktı. Her erkek çocuk uçmak ile ilgilenir. Tabii ki o zaman uçak uçurmak çok maliyetli bir şeydi. Benim dünyamın dışında bir şeydi. Hiçbir zaman astronot olacağımı hayal etmedim fakat bilimle ilgileniyordum, meraklı bir çocuktum. İlkokuldan sonra bilim ile ilgili bir eğitim almaya karar verdim. 80’lerin sonunda her şey netleşti. Almanlar uzaya ilk yolculuklarını yapmaya başladı. “Ben de bunu yapacağım. Benim için doğru iş budur” dedim. Uzay ve bilim benim için ideal kombinasyondu. Astronot olmaya karar verdim.

Sizce, başarınızı neye borçlusunuz?

Bu hayal gücüne sahip olmak ile ilgili bir şey. Ne istediğinizi bilmelisiniz. Benim hayalim yapabileceğimin en iyisini başarmaktı. Sınırları aşmak ve her şeyi deneyimlemek. Tıpkı uzaydaki hayat gibi. Ben her şeyi en üst sınırlara kadar götürmeye çalıştım. Bir yandan şunu fark ettim ki hayatta insanın karşısına birçok fırsat çıkıyor. Ben tam yaşımdaydım. 5 yıl geç ya da erken olsaydı bunu seçemeyecektim. Çünkü benim bununla ilgilenme fırsatı bulduğum çok küçük bir zaman aralığı vardı. Kısacası hem şanslı olup hem de üstünüze düşeni yaptığınız zaman başarıyorsunuz.

Mesleğinizin en zevkli yanları neler?

Uzayda uçmak kolay kolay herkesin yapacağı bir şey değil. Birçok insanın erişemediği bir şeye erişiyorsunuz. Dünyayı çok farklı yönlerden görüyorsunuz. Görüyorsunuz ki insanlarda bunu bilmek istiyorlar. Dolayısıyla ben bugün burada yapmaya çalıştığım gibi insanlara aslında dünyanın ne kadar farklı olabileceğini göstermeye çalışıyorum. Her meslekte olduğu gibi çok çalışmanız gereken bir dönem var. Her iş için geçerli. Eğer mükemmel yapmak istiyorsanız dünyanın her yerinde bu aynı. Gece-gündüz, güneş ışığı almayan kapalı odalarda günlerce çalıştığım zamanlar oldu. Ama ardından 10 günlük uzay uçuşu geldi. Bir bilim adamı olarak gençlere öğrencilere bunları anlatıyorum ve bu işi çok sevdiğimi söylüyorum. Onlara uzaydan ve uzay teknolojisinden bahsediyorum. Benim için çok büyük bir mükafat oluyor.

Dünyadaki sınırlar uzayda kalkıyor

Uzaydaki deneyiminiz hayatınızı nasıl etkiledi?

Gerçekten hayata bakış açım iki şekilde gelişti. Düşünce şekliniz, insanları ve dünyayı düşünme şekliniz değişiyor. Dünyayı ve insanları genel anlamda düşünüyorsunuz. Dünyayı bütün olarak gördüğünüzde anlıyorsunuz ki aslında ulusların sınırları yok. Google’a girin haritaya bakın sınırlar göreceksiniz. Almanya, Türkiye,Yunanistan hepsinin arasında sınırlar var. Fakat uzaydan bakınca öyle bir şey yok. Bütün bunlar insanların zihninde olan ama gerçekte var olmayan şeyler. Dolayısıyla şunu görüyorsunuz: İnsanların zihninde çok daha farklı olabilecek şeyler var. Bütün ırklar bütün insanlar onların hepsi aslında aynı. Aradan ne kadar zaman geçse de bu değişmeyecek.

Uzay deneyiminizle ilgili sorulan en ilginç soru neydi? Siz ne cevap verdiniz?

Çok küçük, yaklaşık 6 yaşında bir erkek çocuğu. “Benim çok önemli bir sorum var. Kimse cevap veremedi sen ver. Uzayda sıcaklık kaç derece?” dedi. Çok zor ve çetrefilli bir şeydi. Uzayda sıcaklık yok. Zaten uzayın kendi sıcaklığı yok. Sadece yüzeyler var ve o yüzeyleri ısıtan güneş gibi cisimler var. O sıcaklık 100 dereceye ulaşabiliyor. Fakat o yüzey güneşten etkilenmiyorsa çok soğuk oluyor. Gölgede kaldıysa -100 derece olabiliyor. Bunu söyledim çocuğa bana baktı ve gözü parladı. Anladığını gördüm memnun oldu ve yanımdan ayrıldı.

Bir astronot adayı 4 yıl eğitim alıyor

Uzay bilimine ilgi duyan, yakından ilgilenen ve bu konuda eğitim alan herkes astronot olabilir mi?

Motivasyonu yüksekse, bilim ve teknoloji konusunda öğrenmek için istekliyse neden olmasın. Elbette astronot olabilmek için hem bilim adamı hem mühendis olması gerekiyor. Jet uçurmayı bilmeli ve teknolojiyle içli dışlı olmalı.

Uzaya gönderilmek için gerekli olan en kısa eğitim süresi ne kadar?

Bilim veya teknoloji alanında mastırlı olmanız gerekiyor daha sonra astronot adayı olarak seçiliyorsunuz. İki yıllık temel eğitim var. Ondan sonra bir veya iki senelik uçuş için bir eğitim alıyorsunuz. 4 yıllık bir süreç…

Üniversitede uzay teknolojileri alanında eğitim alan öğrenciler hangi sektör ve alanlarda çalışabiliyor?

Uzayda ve havada uçuş gibi alanlarda çalışan çok öğrencim var. Bizim eğitim alanımızda ana nokta sorunları nasıl çözeceğimiz. Bugün teknoloji ile ilgili problemleri nasıl çözmemiz gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor ki hayatımıza dahil edelim. Roket uçurmak size çok zor bir işmiş gibi görünebilir. Ama aslında onunla ilgili teknolojiyi başka durumlar için de uygulamak zorundasınız. Uzay teknoloji ile ilgili eğitimler alıp, cep telefonu gibi bambaşka bir alana uyarlayan başka alanlarda çözümlemek için uğraşan çok öğrencim var. Yeni teknolojiyi hangi alanlarda kullanabileceğini bilmek öğrenen kişi için çok önemli. Aslında bu sebepten öğrencilerin yüzde 90’dan fazlası başka sektörlerde çalışıyor. Mesela otomotiv endüstrisine gidiyor ya da her teknolojinin kullandığı başka alanlarda çalışmayı tercih ediyorlar.

Teknoloji hayatınızı işgal etmesin

Teknoloji hayatımıza neler katıyor? Sizce teknoloji vazgeçilmez mi?

Teknoloji elbette insanın hayatını kolaylaştırıyor. Teknoloji hayattan keyif almak için şart. Fakat mühendisler teknolojiyi düşünürken hayatı kolaylaştırabilme becerisini unutabiliyor. Sadece teknolojiyi düşünüyor ve kendilerini çok kaptırıyorlar. Bizim ihtiyacımız olan hayatı kolaylaştıran iyi teknolojiler.

Teknolojiden özel hayatınızda da faydalanıyor musunuz?

En önemli şey bilgisayarım ve internet. Çünkü bütün bilgileri internet sayesinde öğreniyoruz. Navigasyon cihazı ve cep telefonunun da hakkını yiyemem.

Kızlarınızla nasıl vakit geçiriyorsunuz?

24 ve 21 yaşlarında iki kızım var. Onlar küçükken birlikte oyun oynardık. Pazar sabahları resim yapardık. Onlara resimler çizerdim. Onlar büyüdükçe durum değişti. Birlikte spor yapmaya başladık. Bisiklete bindik. Bu değişimi izlemek çok keyifliydi.

Boş zamanlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?

Badminton oynuyorum, kitap okumaktan zevk alıyorum. Her türlü müziği dinlemeyi severim. Özellikle klasik müzik… Yaklaşık 150 plak var ama eski zamanlardan. Her şey biliyorsunuz mp3 formatında. Bugün onları artık hard diskte tutuyorum.