Bir iş yerinde uzun süre çalışmak mı belirli sürelerde farklı şirketlerde farklı deneyimler edinmek mi daha önemli? Bu soru iş dünyasında tartışıladursun, şirketler en iyi çalışanlarını farklı şirketlere kaptırmaya da devam ediyor. Peki, başarılı çalışanlar şirketlerini neden terk ediyor? HR Cube Human Capital Consulting Kurucu Ortağı Aslı Özdemir yazımızda anlatıyor…

İş dünyası kıyasıya rekabette. Bu rekabette üstünlüğü sağlayan en önemli etmenlerden birinin şirketlerin çalışanları olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Bunun önemini kavramış, insan kaynakları politikalarını yetenekleri elinde tutmak üzere kurgulamış çok uluslu şirketlerde bile, en verimli hatta en motive çalışanların elinde bir istifa dilekçesiyle çıkagelmesi an meselesi.

Peki neden?

Yönetici etkisi

Yazar Peter Drucker’in “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer” söylemini çok kere duyduğunuza eminim. Peki, sizin özene bezene yaratıp, şekillendirip, koruduğunuzu sandığınız şirket kültürünüzü, müdürünüz ön plana almamış olabilir mi? “Çalışanlar, şirketleri değil yöneticilerini terk ederler” söylemi artık günümüzde oldukça kabul gören bir söylem; çünkü her çalışanın bu konuyla ilgili söyleyeceği pek çok şey var.

Kariyer yönetimi süreçlerinin tatmin etmemesi

Başarılı çalışanların değer yaratmaktan beslenen ve gelişim odaklı bireyler olduğu tartışılmaz. Bu nedenle sürekli aynı işi yapmaktan sıkılmaları olası. Genelde bu profil; kariyerlerinde ilerlemek, farklı alanlarda çalışmak, yeni başarı hikayeleri yaşamak istiyorlar. Kısa sürede etkin sonuçlar üreten bu çalışanlar, bir bilgisayar oyunundaki gibi bir sonraki seviyeye geçmek için sabırsızlanıyorlar. Ekran dönüp, “Oyun yükleniyor” iletisiyle göz göze gelip, bir türlü sonraki seviyeye geçemeyince de yeni bir oyun arayışına giriyorlar. “Senin başarılarını takdir ediyoruz, sana sunabileceğimiz yeni bir pozisyon henüz yok; ama seni yetenek havuzuna aldık” demek, bilgisayar ekranındaki iletiden farklı bir his uyandırmayabiliyor. Kısacası; bu yeteneklerin kariyerini mi, bariyerlerini mi yönetilmeli yeniden bir değerlendirme yapmakta fayda var.

Standartların dışına çıkmakta çekimser kalınması

Başarılı çalışanların yıllarca aynı şirkette kalması isteniyorsa, saatlerce aynı koltukta oturması da beklenmemeli. Yetenekli çalışanlar, ürettiği sonuçlarla değerlendirilmek istiyor. Geliş/gidiş saatleri, iş yapış şekilleri, kılık kıyafetleri, molaları ile ilgilenilecekse KPI’ların da pek önemi kalmıyor. Bazen bir çalışanın 2 saat çalışması, bir başka çalışanın 8 saat çalışmasından daha etkin sonuçlar üretebileceğini unutmamak gerekiyor.

Yeterince takdir edilmemesi

Başarılı çalışanların değer yaratmaktan beslenmelerinin nedeni tatmin duygusudur.  Bu tür insanlar; yarattıkları değer görüp, takdir edildiğinde tatmin olan sınıftandır ve işin en güzel tarafı takdir, İK bütçenizde ya da ilgili birim bütçesinde maliyet oluşturmayan masrafsız bir araçtır. Ekip toplantısında sıcak bir gülümsemeyle gelen “Çok kritik bir projeydi, çok iyi iş çıkardın!” cümlesinin yerini kolay kolay hiçbir şey tutamaz.

Yetenek savaşlarının dorukta olduğu bir dönemde, halihazırda kurumda değer yaratan yetenekleri elde tutamamanın nedeni, mevcut kurumun beklentiyi karşılayamaması. SHRM’in yaptığı bir çalışmaya göre, bir çalışanınızı kaybedince, yerini doldurup, yeni kişiyi eğitmenin maliyeti o rolün 6 ile 9 aylık maaşına denk geliyor. Hele bu kişi başarılı çalışanlarınızdan biri ise şirkete maliyeti 2 yıllık maaşına kadar çıkabiliyor. Sözün özü; çalışanların neden ayrıldığını teşhis etmek ve gerekli önlemleri zamanında almak, sandığımızdan daha kıymetli.

Konuk Yazar:  Aslı Özdemir / HR Cube Human Capital Consulting Kurucu Ortağı