Çalışan bağlılığı çalışanların şirketlerine, yaptıkları işlere, müdürlerine, ekiplerine ve şirketlerinin misyonlarına duydukları duygusal bağı ifade ediyor. Bu bağ, onları “verilen işten” daha fazlasını yapmaya götürüyor. İçlerindeki tutku ile yaptıkları işleri birleştirebiliyorlar ve bunun hem kendilerine hem de şirketlerine çok sayıda faydası oluyor. Peki, bu faydalar neler?

Verimlilik artışı

Gallup’un raporuna göre bağlı ekipler %17’ye kadar daha fazla verimliliği başarıyorlar. Verimlilik de finansal sonuçlara en çok yansıyan parametrelerden biri olduğundan, aslında dolaylı olarak çalışanların bağlılığını arttırmak bu yönde de faydalı olabilir. Bağlı çalışanlar işlerini daha anlamlı bulduklarından az zamanda daha çok iş yapma eğilimde oluyorlar ki bu da verimliliğin artması demek. Yine bağlı çalışanlar mutlu çalışanlara göre daha etkili çalışıyorlar, mutluluk ve tatmin bir “iç” duygu, fakat “bağlılık” etkinlik ve verimlilik demek.

Sirkülasyonun azalması

Son dönemde ABD kaynaklı araştırmalarda büyük bir istifa dalgası beklendiği belirtiliyor, buna göre çalışanların %40’ı yakın zamanda işlerinden ayrılmak istediklerini belirtmişler. Bağlı çalışanlar benzer koşullarda şirketlerinden daha az oranda ayrılıyorlar. Onları şirkete bağlayan duygusal güç, şirkette kalmalarını ve daha fazla çaba göstermelerini sağlıyor. Ayrıca biliyoruz ki bir çalışan şirketten ayrıldıktan sonra, yerine aynı işi benzer şekilde yapabilen bir çalışanın bulunup, kültüre adapte edilip, eğitilip belli bir düzeye gelmesi şirketten ayrılan çalışanın yıllık maliyetinin 2,5 katına kadar ek maliyet yaratabiliyor.

Gelir artışı

Çalışanlarınızı daha bağlı hale getirmek, gelirinizi de arttırabilir. Aon’un 2018 yılı raporuna göre bağlılık oranındaki her 5 puanlık artış, gelirde yüzde 3’lük bir artışa karşılık geliyor. Bağlı çalışanlar; hevesle ve tutkuyla iş yaptıkları, üstlerine düşenden fazlasını yapmak istedikleri ve işlerini anlamlı bulduklarından gelir artışı da daha da mümkün hale geliyor.

Mutlu müşterilerin artışı

Bağlı çalışanlar müşterilerine daha iyi hizmet veriyorlar. Yapılan çalışmalar müşteri tatmininin daha bağlı çalışanların olduğu organizasyonlarda %10’a kadar daha yüksek olduğunu gösteriyor. Biz de bunu aslında her gün yaşıyoruz. Özellikle hizmet sektöründe bağlı bir çalışana denk geldiysek müşteri olarak daha memnun ayrılıyor, çoğu kez daha fazla harcama yapıyoruz.

Daha az işe gelmeme

Yapılan çalışmalar bağlı çalışanların daha az “sebepsiz işe gelmeme” davranışı gösterdiğini gösteriyor. Bu hem kişinin psikolojisi açısından önemli hem de iş çıkışı ve verimlilik açısından. Bağsız, başka iş arayan, şirketle uyumunu kaybetmiş çalışanlar daha çok işe gelmeme ve mazeret üretme davranışına girebiliyor.

İş kalitesinin artışı

Bağlı çalışanlar yaptıkları işi sevdikleri, ekipleri ve müdürleri ile bir amaç etrafında istekle çalıştıkları ve şirketin misyonunda kendilerinin katkısını görebildikleri için daha verimli olmanın yanı sıra daha kaliteli iş yapıyorlar. Bu aynı zamanda kendilerini ifade etmeleri, yeni fikirler sunmaları, daha dikkatli iş yapmaları, gerektiğinde yardım isteyebilmeleri gibi olumlu davranışları da yanında getiriyor. Dale Carnegie araştırmasına göre bağlı çalışanlar bağsız olanlara göre %202 daha iyi iş performansı gösteriyorlar.

Kültüre daha fazla katkı

Bağlı çalışanlar genelde iş yerinde coşku içinde çalışıyor, olumlu ve yüksek enerjili tavırlarını şirket kültürüne sunuyorlar. Misyona hizmet ve vizyona ulaşma arzuları bulaşıcı olabiliyor. Takım çalışmalarına daha fazla katılıyorlar, toplantılara daha fazla katkı veriyorlar, çatışmalarda daha yapıcı olabiliyorlar. İçinde bulundukları organizasyonu kendi şirketleri gibi hissederek onurlandırıyorlar. Böylece aslında rakamsal ilettiğimiz faydaların yanında, kültürel olarak da son derece olumlu bir katkı vermiş oluyorlar.

Daha fazla yaratıcılık

Bağlı çalışanlar kendilerini daha rahat ifade ettikçe daha yaratıcı olma imkanını da buluyorlar. Çalışanlarını daha yaratıcı olmaya teşvik eden, bunu ödüllendiren organizasyonlar daha bağlı çalışanlara sahip oluyorlar. Bu aynı zamanda otonomiyi de arttıran bir özellik ki otonom olarak kararlarının sorumluluğunu alabilen çalışanların daha yaratıcı olduklarını da biliyoruz.

Daha fazla sahiplenme

Bağlı çalışanlar şirket dışında da şirketlerinden gurur duyuyor ve gerektiğinde reklam, referans olma gerektiğinde de avukat olma şeklinde davranışlar gösterebiliyorlar. Günümüzde her referans çok değerli, her çalışanın bir satış müdürü gibi davrandığı organizasyonlar daha başarılı oluyor. Bağlı çalışanlar şirketlerinden gurur duyuyor, yaptıkları işi etik olarak da onurla taşıyor ve şirketlerinin doğal pazarlamasını yapıyorlar.

Daha fazla geliştirici öneri

Bağlı çalışanlar şirketin daha iyiye gitmesi, süreçlerin hızlanması ve kalitesinin artması için daha fazla öneride bulunuyor ve bunu sahipleniyor. Kendi alanlarının dışında da öneri getirebiliyor, şirkette farklı kişilerle fikir alışverişinde bulunuyor ve kendi ekibinin ve işinin daha iyi olması için açık iletişimi tercih ediyor.

Daha az iş gücü kaybı

Gallup’un yaptığı araştırmada, kopuk çalışanlar “yapabilecekken” bağlı olmadıkları için bazı işleri yapmıyorlar, katkı vermiyorlar. Bu da onlara ödenen maaşın yaklaşık üçte birinin boşa gittiğini gösteriyor. Bağlılığı arttırdıkça bu maliyetin de azaldığını görüyoruz. Basit bir hesapla, şirketinizde kopuk çalışan oranı %20 ise ki bu son derece olası bir oran, toplam maaş bütçenizin %6,7’sini bağsızlık maliyeti olarak çöpe atıyorsunuz demektir.

Bu dönemde çalışan bağlılığı daha da önem kazandı. Ekip liderlerinin bağlı ekipler yaratma becerisi etki yaratıyor. Çalışan bağlılığını arttırmak, şirketlerin yapılacaklar listesinde yukarılara doğru tırmanıyor ve bu yöndeki her adım çok değerli.

Konuk Yazar: Bertay Fişekçi /Çalışan Bağlılığı Uzmanı
Yazara ait diğer yazıları okumak için buraya tıklayabilirsiniz!