132 yıllık bir geçmişe sahip olduklarını belirten Bosch Türkiye ve Orta Doğu İK Direktörü Umut Güvenç, “Bosch Türkiye olarak, dünyada 402 bin kişilik bir grubun parçası olabilecek ve değerlerimizi benimseyecek aile fertleri arıyoruz. Seçim kriterlerimizin başında gelecek odaklılık, kültürel farklılıklara uyum, çeşitlilik, öğrenmeye açıklık ve esneklik geliyor” diyor.

Bosch Türkiye, mobilite çözümleri, enerji ve bina teknolojileri, sanayi teknolojileri ile dayanıklı tüketim malları alanlarında beş ayrı şirketle Bursa, Kocaeli, Manisa ve Tekirdağ’da faaliyetlerini sürdürüyor. Bosch Türkiye ve Orta Doğu İK Direktörü Umut Güvenç, şirketin 2017 yılsonu itibarıyla 18.240 çalışanı, 15,5 milyar Türk Lirası cirosu, 9 milyar TL’lik ihracatı bulunduğunu belirterek, “Bosch; Bursa, Manisa ve Tekirdağ’daki dört AR-GE Merkezi ile ülkemizin önde gelen teknoloji ve servis sağlayıcılarından biri. Türkiye, Bosch içerisinde önemli bir yere sahip; çalışan sayısı bakımından Almanya, Çin ve Hindistan’dan sonra dördüncü sırada yer alıyoruz. Avrupa’da, Almanya’nın ardından ikinci sıradayız” diye konuşuyor. Umut Güvenç ile Bosch Türkiye’nin İK çalışmaları hakkında konuştuk.

Firmanızda İK departmanı hangi süreçleri yönetiyor?

“İnsan Kaynakları” şirketin en önemli sermayesidir. Bosch Türkiye’de, çalışma arkadaşlarımızın değeri çok büyük.  Şirketimizi ileriye taşıyacak olanın, çalışanlarımız olduğuna inanıyoruz ve İK departmanı olarak bu anlayışla çalışanlarımızı geliştirmeye yönelik etkin uygulamalar yürütüyoruz. İK süreçlerimiz, yetenekler bizim ailemize katılmadan başlıyor. Sonrasında doğru kişilerin işe alımı, çalışanlarımızı ve onların potansiyellerini en iyi şekilde değerlendirmek için sunduğumuz yenilikçi süreçlerle devam ediyor.

Sektörünüze özel adayları seçerken hangi niteliklere önem veriyorsunuz?

Biz 132 yıllık bir geçmişe sahip, dünyada 402 bin kişilik bir grubun parçası olabilecek ve değerlerimizi benimseyecek aile fertleri arıyoruz. Seçim kriterlerimizin başında gelecek odaklılık, kültürel farklılıklara uyum, çeşitlilik, öğrenmeye açıklık ve esneklik geliyor. Yönetim birimlerinde ya da merkez ofislerimizdeki pozisyonlara seçilebilmek için temel şartımız, üniversite mezunu olmak ve çok iyi derecede İngilizce bilmek. Bunun dışında, Bosch olarak oldukça dinamik, heyecanlı ve sürekli kendini geliştiren bir çalışan profiline sahibiz ve potansiyel adayların da aynı özelliklere sahip olmaları bizim için önemli.

Bizim şirket değerlerimizin ve stratejik vizyonumuzun vazgeçilmez bir unsuru da çeşitlilik. Farklı insanları, kültürleri, deneyimleri, bakış açılarını ve kuşakları önemli bir zenginlik olarak görüyoruz. Farklı fikirler, deneyimler, liderlik ve çalışma şekillerinin Bosch kimliğinin önemli birer parçasını oluşturduğuna inanıyoruz. Bu geniş kültürel çeşitlilik, şirketimize büyük bir güç sağlıyor. Buradan hareketle, takım oyuncusu olabilecek, yenilikçi ve bir o kadar da değerlerimize sahip çıkacak arkadaşları Bosch ailesine katılmaya davet ediyoruz.

Çalışanlarınıza yönelik motivasyon uygulamalarınızı anlatır mısınız? Çalışan bağlılığı için neler yapıyorsunuz?

Hayatın sadece çalışmaktan ibaret olmadığının ve kaçırılmaması gereken değerli anlar olduğunun farkındayız. Bu nedenle, çalışanlarımızın özel ve profesyonel hayatları arasında sağlıklı bir denge kurabilmelerine önem veriyor ve onları bu konuda aktif olarak destekliyoruz. Uzun yıllardır uyguladığımız “Esnek çalışma saatleri” bu dengeyi kurmaya yönelik bir sistem. Böylelikle, çalışanlarımız erken bir saatte işten çıkıp akşamüstü arkadaşları veya aileleriyle vakit geçirip, işlerini evde tamamlayabiliyorlar. Örneğin, İstanbul ofisimizde çalışanlarımıza her an her yerden verimli olabilmeleri adına ayda dört gün evden çalışma imkânı sağlıyoruz.

“Esnek Yan Haklar”la da çalışanlarımıza kendi ihtiyaçlarına göre istedikleri yan hakları seçme fırsatı sunuyoruz. Örneğin; Ramazan ayında erzak paketini tercih edebiliyorlar ya da bunun yerine bireysel emeklilik sistemine dâhil olabiliyor veya benzin kartı alabiliyorlar. Sunduğumuz çeşitlilikle çalışanlarımızın farklı ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz.

Dört ayrı nesilden çalışanlarımız olduğunun bilinciyle öğrenen şirket olma stratejimizi “Learnagility” kavramı çevresinde yeniden kurguladık. Proje kapsamında öğrenme deneyimini dijital ortama taşıyacak, öğrenme sürecini mekândan ve zamandan bağımsız kılarak sürekli ve esnek öğrenmeyi mümkün kılacak farklı dijital platform ve dijital öğrenme araçları geliştiriyoruz. Sanal eğitim sınıflarımız, oyunlaştırma, BoschTube (video ile öğrenme), topluluk bazlı öğrenme, eUniversite projeleri ile öğrenme sürecini; daha esnek, öğrenen merkezli ve daha interaktif hale getiriyoruz. Organizasyonel anlamda yeterli çevikliğe ulaşmak için sosyal öğrenmeyi dijital araçları kullanarak destekliyoruz.

Gelecek dönemdeki projeleriniz arasında neler var?

Gelecekte dijitalleşme tüm iş süreçlerimizde zaman ve maliyet açısından önemli kazanımlar getirecek. Bu nedenle işe alım süreçlerinin de bu kapsamda dijitalleşmesi kaçınılmaz. Başvuruların mobil platformlar üzerinden gerçekleştirilmesi, mülakatlarda video görüşmelerinin daha aktif olarak kullanılması, şirketlerin kendi bünyelerinde özel olarak kurdukları dijital platformlar ile aday başvurularını toplaması günümüzde öne çıkan trendler arasında yer alıyor.

İşe alım süreçlerinin büyük çoğunluğunun dijitalleşeceğine inanıyorum. Bu trendi yakından takip ediyoruz. Bosch olarak şu anda üzerinde çalıştığımız bir online iş başvuru platformumuz var. Hedefimiz, üç tuşla adayların başvurularını tamamlayabilmesi.

Güncel uygulamaların offline ve online’da birbiriyle bağlantılı şekilde ilerlemesine dikkat ediyoruz. Potansiyel adayların, şirket etkinliklerini sosyal medya üzerinden online takip edebilmeleri ve işveren markasını tanımalarına imkan sağlıyoruz.

Geçmiş dönemlere baktığımızda dijitalleşme konusunda önemli işlere imza attığımızı söyleyebilirim. Türkiye’de ilk sanal kariyer fuarını Bosch Türkiye olarak 2016 yılında hayata geçirdik. Türkiye’deki 73 farklı üniversiteden öğrencilerin bir gün boyunca tabletlerinden ya da telefonlarından çalışanlarımızla iletişime geçebildiği, çalışma kültürünü ve iş olanaklarını öğrenebildikleri dijital bir kariyer fuarı gerçekleştirdik. Üniversitelerin kampüslerinde gerçekleştirilen kariyer fuarlarının içeriğini tamamen dijitale taşıyarak dijital stantlar ve oturumlar ile öğrencilerle etkileşim sağlama imkânı bulduk.

2014 yılında başlattığımız Smart Experience isimli etkinliğimiz ile ilk dijital öğrenci kampını gerçekleştirdik. Her yılın ilk aylarında yapılan kampın başvurularını Twitter’da düzenlediğimiz mühendislik soru yarışmasıyla alıyoruz. Jüri değerlendirmesinde kriterlerimiz; adayların hem sosyal medyada aktif olmaları hem de akademik açıdan başarılı olmaları. Elemeler sonucunda seçtiğimiz beş öğrenci bu kampın temsilcileri oluyorlar. Smart Experience’a katılan öğrenciler, etkinlikle ilgilenen ama kampa katılamayan herkesin takip edebilmesi için önceden duyurulan canlı yayın programları sayesinde gerçekleştirilen tüm etkinlikleri sosyal medya üzerinden anında takip edebiliyorlar. Böylece aslında seçtiğimiz 5 öğrenci kamp süresince diğer öğrencilerin de Bosch dünyası ile etkileşim sağlayabilmeleri için birer temsilci oluyor. Online’da yaklaşık 1.000.000 kişiye ulaştık. 2019 Şubat ayında Smart Experience’la yine birçok öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz.