Günümüzde çalışmak, sadece mesai saatlerini kapsamıyor. E-posta kutularınızı düzenli olarak kontrol etmeniz, acil telefonlara karşı hazırlıklı olmanız gerekiyor. Teknolojinin işgücü eğilimleri üzerindeki rolünü belirlemek amacıyla Dell ve Intel’in gerçekleştirdiği ikinci Küresel Gelişen İşgücü Araştırması’nın sonuçları ofis kavramının yıkılmakta olduğunu bir kez daha göz önüne seriyor.

intel-arastirmaİşyeri kavramı değişirken, işle ilgili sorumluluklar evde, müşteri ofisinde, hatta kafe ve toplu taşıma araçlarında bile yerine getirilebiliyor. Bu değişim ortamında, mobil teknolojiler ve alternatif arayüzler giderek güçlü bir rol oynuyor. Gelişen İşgücü Raporu, günümüzde nerede ve nasıl çalışıldığını ortaya koyarak, ofiste ya da evde çalışan profesyonellerin en iyi performansı sergileyebilmek için ne gibi teknolojilere ihtiyaç duydukları konusunda işverenlere önemli veriler sunuyor.

Çalışanların nerede ve nasıl çalıştıklarına, teknolojinin özel ve mesleki hayatlarını nasıl etkilediğine ve teknolojinin gelecekteki otomasyonu çevresindeki tahminlere odaklanan araştırmada öne çıkan eğilimler şöyle:

Tek bir cihaz yetmez

Çalışanlar, ne zaman ve nerede çalışırsa çalışsın işlerini tek bir cihazla yapmıyor, aynı anda birden çok cihaz kullanıyor. Masaüstü bilgisayar kullananların yarısından fazlası başka bir cihaz daha kullanıyor. Finansal hizmetler, kamusal sağlık hizmetleri ve devlet kuruluşları başta olmak üzere çalışanların yüzde 62’si işyerindeyken birincil iş cihazı olarak masaüstü PC’yi görüyor. Çalışanlar, evlerinde kişisel nedenlerle teknolojinin daha mobil formlarına geçerken; dizüstü bilgisayar ve tablet kullanımı ofise oranla yükseliyor.

Ofis kavramı yıkılıyor mu?intel5

Çalışanlar artık farklı yerlerde iş yapabilseler de ofis hâlâ birincil çalışma ortamı olmayı sürdürüyor. Çalışanların yüzde 97’si zamanlarının en azından bir kısmını işverenlerinin ofisinde geçiriyor. Gelişmiş ülkelerde çalışanların  haftada ortalama 32 saati ofiste geçiyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki çalışanlar için bu süre 26 saat. Küresel olarak çalışanların yüzde 35’i haftada iki saat herkese açık alanlarda, beş saat de evlerinde çalıştığını belirtiyor. Ofis merkezli çalışanların yüzde 76’sı en verimli çalışmayı ofiste, kendi masalarında gerçekleştirdiğini belirtirken; yüzde 48’lik kesim ise ofis ortamında sık sık çalışmasının bölündüğünü ifade ediyor. Araştırma sonucuna göre ofis, bireyler arası iletişimin artması için çok büyük bir katkı sağlamıyor. Çalışanların yüzde 51’i fiziksel olarak yakınlarında bulunan çalışma arkadaşlarıyla doğrudan konuşmak yerine e-posta yoluyla iletişim kuruyor.

Ofiste çalışanlar mı, uzaktan çalışanlar mı daha üretken?

intel3

Çin, Hindistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki 10 çalışandan 4’ü, evden çalışanların daha az üretken olduklarına inanırken; gelişmiş ülkelerdeki çalışanların yüzde 29’unun bu konuda kesin bir fikri yok. Araştırmaya katılanların yarısı, evde ofise kıyasla daha üretken olduklarını düşünüyor. Araştırma, evden çalışmanın faydalarını da ortaya koyuyor; çalışanların yüzde 30’u daha fazla uyuyor, yüzde 40’ı daha az otomobil kullanıyor ve yüzde 46’sı kendisini daha az stresli hissediyor. Ancak eşler, çocuklar, anne babalar ve ev hayvanları çalışmayı bölebiliyor; çalışanların yüzde 20’si evden çalıştığında daha az egzersiz yaptığını, yüzde 38’i de daha fazla atıştırdığını belirtiyor.

İş hayatı + özel hayat

intel2Teknolojideki sayesinde insanlar mesleki yükümlülüklerini ne zaman ve nerede yerine getireceklerini seçme konusunda daha fazla esnekliğe sahip oluyor. Çalışanların yüzde 64’ü, en azından bazı işlerini mesai saatlerinden sonra evlerinde tamamlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde, işverenler çalışanlardan evdeyken erişilebilir olmalarını bekliyor. Bu ülkelerdeki çalışanların yüzde 83’ü, iş e-postalarını mesai saatlerinden sonra da kontrol ediyor. Yöneticiler için iş hayatı ile özel hayat arasındaki sınır ise diğer çalışanlarda olduğundan daha belirsiz.

Teknoloji mutlu ediyor

intel4Dünyada her dört çalışandan biri işyerinde kendilerine sunulan teknolojiden etkilendiklerini, üretkenliklerini artıracak daha iyi teknolojilerin sunulması durumunda yeni bir işe geçmeyi düşünebileceklerini söylüyor. Yetersiz teknoloji yüzünden işlerinden ayrılmaya en yatkın olanlar ise medya ve eğlence sektöründe çalışanlar. Özellikle yönetici pozisyonunda çalışanlar, kendilerine ileri teknoloji sunulmadıkça başka işleri değerlendirebileceklerini söylüyor. Çalışanların yüzde 76’sı, geçen yıl teknolojinin çalışmalarında etkili olduğunu belirtirken; yüzde 46’sı teknolojinin üretkenliklerini artırarak daha hızlı iletişim kurmalarını sağladığını belirtiyor.

Motivasyon için farklı yöntemler şart

Dell Türkiye Ülke Müdürü Didem Duru araştırmanın sonuçlarına değinerek ofisin, artık dört duvar arasındaki bir masadan ibaret olmadığını söylüyor. Sürekli bağlantıda kalma halinin, iş hayatı ve özel yaşamdaki cihazlar arasındaki sınırları belirsizleştirdiğini aktaran Duru, çalışanların daima üretken olabilmeleri için ofiste, evde ve yolda sürekli olarak bilgiye erişebilmelerinin büyük önem teşkil ettiğini belirtiyor. Gelişen teknolojinin yeni iş kolları yaratırken, iş yapış şekillerini de değiştirdiğinin altını çizen Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın ise bu süreçte şirketlerin çalışanların motivasyonu ve verimliliğini artırmak için farklı yöntemlere başvurduğunu vurguluyor. “Daha esnek çalışma şartları, iş hayatını evrimleştiren mobilite kavramı ve çalışma ortamlarında daha yüksek teknolojiye sahip olmak hiç şüphesiz üretkenliği ve motivasyonu artırıyor” diyen Aydın, dijital dönüşümünü hızlandıran şirketlerin üretkenlik ve çalışan motivasyonu anlamında öne çıktığını kaydediyor.