Değişen kariyer anlayışı ile birlikte çalışanlar aynı anda farklı işler yapmayı arzu ederken şirketler de değişime açık, farklı ülkelerde, farklı departmanlarda çalışmaktan ve sorumluluk almaktan çekinmeyen ekip arkadaşları arıyor. Tüm bu özellikler bazı sektörlerde bir avantaj olarak görülüyor. Moda sektöründe ise bu, olmazsa olmaz olarak karşımıza çıkıyor. Eğitmen Aslı Özbek, moda sektöründeki aranılan özellikleri anlatıyor.

Moda sektörünü anlatan üç anahtar kelime seçmemi isteseler şunları seçerdim: Hız, değişim ve merak. Bu yazımda bu üç anahtar kelimenin etkisini, sonuçlarını ve gerektirdiği bazı özellikleri özetleyeceğim.

Hız

Moda sektörü yaratıcı endüstrilerin en hızlısıdır dersek abartmış olmayız. Hız bir markanın tasarımdan satışa tüm stratejisini belirler, bu strateji de çalışanlarının ne kadar hızlı olması gerektiğini belirler. Shakespeare’in de dediği gibi “Modanın kendisi insanlardan daha fazla giysi tüketir.” Bu söz söylendiğinde henüz bugünkü, yılda altı koleksiyona kadar varan tasarım, üretim ve tüketim hızı yoktu. Tam tersi her şey çok yavaştı çünkü elle ve sayılı adette üretiliyor, satılacak kadar yapılıyordu. Şimdi ise “see now buy now – gördüğün anda al” yaklaşımı ile defilelerin ertesi günü mağazalarda olan koleksiyonlardan bahsediyoruz.

Peki, bunun moda sektöründe çalışanlara etkisi nedir?

Sektörde hızın artması ile birlikte tasarım, tedarik, üretim, satın alma, satış gibi, değer zincirinin tüm halkalarında çalışanların çalışma ve sorun çözme hızının artması gerekiyor. Bu uzun mesai anlamına gelebilir elbette fakat sektörün meşhur uzun mesailerinin dışında bu aslında:

  • Hızı takip edebilen ve kalite sorunlarını en aza indirgeyebilen tedarik ekipleri kurmak
  • Müşterilerinin marka ile duygusal bağ kurmasını sağlayan ve bu şekilde onların marka ile ilişkisini devamlı kılan, hızı satışlarla da takip edebilen satış ekibi kurmak
  • Ekiplerini her daim bilgilendiren ve hıza yenik düşmeyen yöneticiler yetiştirmek
  • Müşterilere satış öncesi ve sonrası verilen hizmetlerin de ürünlerin çıkış hızını takip etmesini sağlayan pazarlama ve müşteri ilişkileri departmanları kurmak demektir.

“Slow fashion” yani yavaş moda akımına dahil olan markalar için ise yavaş olmak sürdürülebilir üretim sistemleri için çalışmak, el dikimi veya özel tasarım ürünler yaratmak, bunların son derece dayanıklı ve zamansız tasarımlar olmasını sağlamak demek. Aslında koleksiyon hızı yavaşlasa da koleksiyon sayısı azalsa da bu daha yavaş çalışmak, ya da sistemin yavaşlaması demek değil. Moda hep hızlı. Sonuç olarak, sürekli gaza basan bu sektörde çalışmak için aynı anda birçok sorunu yönetme kabiliyeti, hızlı ama stratejik düşünebilme ve bir süreç biter bitmez diğerine geçebilme esnekliği olmazsa olmaz. Bu aynı zamanda geçmişi kabul edip, ondan öğrenip, iki gün sonra tekrar başlayıp öğrenimleri hemen hayata geçirebilmek demek. Özellikle tasarım, üretim, lojistik ve satışta çalışanlar için hız önemli bir odak noktası.

Değişim

Değişime adapte olabilmekteki başarı kuşkusuz kişisel olarak da değişimle aranızın iyi olmasına bağlı. Moda sektöründe çalışanlar, bu nedenle olsa gerek, genelde dinamik ve değişken hayatları olan insanlardır. Değişim ne demek peki? Sürekli değişen ürünleri saymazsak ki bu hızlı moda markalarında haftada bire kadar çıkabilir, moda sektöründe değişim her an köşe başındadır. Bir kreatif direktör değişikliği yeter, düne kadar bildiğiniz her şey bir anda kullanım dışı olur. Artık aynı logoyu, aynı görsel kuralları, aynı şirket prosedürlerini kullanamazsınız, hatta partilere davet ettiğiniz müşterilerin listesi ve mağazalarda çalınan şarkılar bile değişir. Moda nostalji ile anı yakalamak arasındaki dengeyle yaşar. Bu dengeyi tutturamayan şirketler ve çalışanları için değişimi yaşamak zorlaşır. Değişimin en çok hissedildiği pozisyonlar genelde merkez ofis pozisyonları, özellikle tasarım ve üretim departmanları ve stratejik yönetim departmanlarıdır. Bu alanlarda çalışanlar, hem modada trend değişimleri, hem ekonomik ve toplumsal değişimler hem de şirket içi strateji değişimlerini çok yakından hissederler.

Moda sektörünün liderleri, “adaptive leadership” dediğimiz, yani uyum sağlayıcı liderlik gerektiren durumlarla sıklıkla karşılaşır. Bu gibi durumlar, çözümünü hazır süreç ya da sistemlerde bulamadıkları sorunları karşılarına çıkarır. Bu sorunlar genelde teknik çözümlerle yönetilemediğinden, öğrenerek ve deneyimleyerek çözüm üretme ve sistemin tüm paydaşlarını sürece katarak değişimi yönetme becerisini gerektirir.

Merak

Yaratıcılık kelimesini kullanabilirdim, fakat kullanmamamın iki nedeni var. Birincisi moda sektöründe herkes yaratıcı değildir, olmak zorunda da değildir, fakat yaratıcılığı anlamak, onunla çalışmak zorundadır. Bunun temelinde de merak yatar. Merak etmeyen, öğrenmek için çabalamayan, bir rengin tonunu tutturmak için sayısız karışım yapmayan, bir kumaşı yaratana kadar sayısız deneme yapmayan, bir tasarımı son ana kadar sorgulamayan, geçmişi ve geleceği merak etmeyen, okuyup araştırmayan, yaratıcı olamayacağı gibi moda sektöründe de başarılı olamaz. Birçok özelliğin içinde merak başı çekmelidir, sayısız eski iş arkadaşım ve tecrübemin ışığında bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum.

Meraklı bir insan kendini nasıl belli eder? Bunun en basit örneği bir iş görüşmesine gitmeden ilgili markanın en az bir mağazasını gezmiş olmak, web sitesinin son halini gözden geçirmek ya da “Markanın kreatif direktörü kimdir?” onu bilmek olabilir. Meraklı kişiler bir görüşmeye gitmeden önce, “Bu markanın müşterileri kimler, çalışanları kimler, marka nerelerde satış yapıyor?”, “Şu ana kadar yaptığı koleksiyonlar ile verdiği mesaj ne?” gibi sorulara cevap ararlar. Son dönemde sosyal medya bu bilgileri edinmeyi çok kolaylaştırsa da, sosyal medya ile yetinmeyip mağazaları gezen ve kendi görüşlerini derleyen kişiler her zaman bir adım öndedir.

Merak hız ve değişim ile de yakından ilgilidir. Meraklı insanlar hızdan korkmazlar ya da hızla başa çıkabilmenin yollarını merak ederek öğrenirler. Meraklı insanlar değişimden de korkmazlar çünkü değişim yeni öğrenimlerle gelir ve merakı besler. Moda sektöründe hız, değişim ve merak bazen daha stresli çalışma ortamı ve daha çok beklenti demek olsa da, aslında sektörü bu kadar çekici ve vazgeçilmez kılan da onların varlığıdır.

asliozbek222
Kariyer Koçu-Eğitmen ve Modakariyeri.com Kurucusu Aslı Özbek