Güçlü, başarılı ve sevilen bir lider olmak bugün birçok kişinin isteğidir, ancak bunu başarmak o kadar kolay değildir. Çalışanlarla dengeler iyi kurulmadığında farklı durumlar ortaya çıkabilir. İK Blog’da bugün, son dönemde gündeme gelen ebeveyn liderlik (Cool parent leadership) kavramını ele aldık. İşte, detaylar! 

Hem sevilen hem de güçlü ve başarılı bir lider olabilmek pek kolay değildir. Özellikle günümüz yetenek savaşlarında ekip arkadaşlarımızı tutundurmak, motive etmek ve onları mutlu hissettirmek için çabalarken; bir yandan da performans eğrisini pozitifte tutmak, hedeflere koşmak ve koşturmak ikisi birlikte yürütülebilecek güç iki ana hedeftir.

Bu nedenle liderlik tarzımızı oluştururken dengeyi doğru kurguladığımızdan emin olmamız gerekir. Aksi takdirde bazen ipin ucu kaçar ve bir anda iki ana hedeften birini kaybederiz ve takdir edersiniz ki bu sürdürülebilirliği de kaybetmek anlamına gelir. İşte tam da bu aşamada hayatımıza giren liderlik tarzı “Cool parent leadership”. Liderlik tarzları içerisinde bazen düşmemizin çok kolay olduğu bir tuzak olan bu liderlik tarzı, dengesini sağlayamadığımızda bizleri esir alabilen bir kavram haline gelmektedir. Peki nedir bu liderlik tarzı?

Cool parent leadership: Kısaca liderlik rollerinin ebeveyn rolleriyle iç içe geçmeye başlaması olarak özetlenebilir. Ekip arkadaşlarımızı mutsuz etmemek, onları daha motive tutmak ve kendilerini her daim güvende hissetmelerini sağladığımız bir liderlik tarzı olarak tanımlayabiliriz.

“Cool parent leadership” liderlik tarzının özellikleri nelerdir?

• Olumsuz geri bildirim vermekten korkmaya başlar ve geri bildirim vermekten uzaklaşırız,
• Tüm problemleri çözmek için ekibin çabasından ziyade sadece kendimiz çaba harcarız,
• Sonuçlara değil sadece insanlara odaklanırız ve asıl hedeflerden uzaklaşırız,
• Profesyonel bakış açısından uzaklaşır ve her detayı kişiselleştirerek değerlendirmeye başlarız,
• Ekip arkadaşlarımızın eksiklerini görüp geliştirmektense olanla yetinip sadece pozitif yönlerini görmeyi tercih ederiz,
• Ekip arkadaşlarımızı mutlu etmek için rahatlıkla ulaşılabilir hedefler vererek onları konfor alanında tutarız.

Elbette bu emareler sadece birkaç örnekten ibarettir ve liste kolaylıkla uzatılabilir. Fark ettiyseniz bu liderlik tarzında hep fedakarlık yapan ebeveyn edasıyla sanki çocuğumuz mutlu olsun diye çabalayan bir tutum sergilenmekte. Fakat bu tutum ebeveynlikteki gibi liderlikte de yanlıştır. Böyle yürütülen bir liderlik stilinde, ekibimizin bizleri sevmesi elbette beklenen bir sonuçtur. Sevilen, değer verilen bir lider olabiliriz; fakat bu durum bizi tek başına başarılı ve doğru bir lider yapar mı? Cevap ne yazık ki hayır.

Çünkü bu durum dengesiz ve tutarlı olmayan bir yaklaşımdır. Doğru bir liderliğin en önemli adımlarından biri dengedir. Terazinin dengesi şaştığı zaman işler yolunda gitmeyecektir. Bir düşünelim böyle davranan bir liderin ekibinde zamanla meydana gelecek hasarlar neler olabilir?

• Rehavete kapılan ekibimiz gelişim için geri bildirim alamadığı için kendisini geliştirme fırsatlarından mahrum kalabilir,
• Ekip kendini çok başarılı görürken aslında gerçeklerden uzaklaşarak potansiyelini ortaya koymayabilir,
• Herhangi bir problemle karşılaşıldığında problemin çözümüne odaklanmaktansa çözecek bir lider arayışında olma potansiyelleri yükselir,
• Sonuçlara odaklanılmayan bir ekipte, hedeflere ulaşmanın zorlaşması nedeniyle başarısız bir ekip olmak kaçınılmaz olacak ve belki de bu nedenle manevi tatmin ve maddi kazanç kayıpları ortaya çıkabilir,
• Konfor alanından çıkmayan ekip değişime ayak uyduramaz ve bu piyasa koşullarında rakiplerinin gerisinde kalabilir,
• Birlikte bir hedefe ulaşmak, başarıyı paylaşmak, terfi almak vb. manevi tatminlerden uzaklaşılabilir,
• Hedeflere ulaşamayan bir ekip, şirket hedeflerine de katkı sağlayamayacağı için daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir,
• Bu olumsuzlukların içerisinde kalan ekip ile lider arasında ciddi iletişim sorunları oluşması yine olası sonuçlardan biridir.

Peki, ne yapılmalı?

Elbette ekip arkadaşlarımızın motivasyon ve aidiyeti bizler için çok kıymetli ve bunu sağlamak gerçekten önemli bir liderlik belirtisidir, ancak bunu yaparken;

• Gerçek hedeflerden kopmamalıyız,
• Gerektiğinde kişiselleştirmeden profesyonel bir şekilde gelişim odaklı geri bildirimlerle ekibimizdeki arkadaşlarımızın yoluna ışık tutmalı ve gelişimlerine öncülük etmeliyiz,
• Odağımızda tek bir hedef değil iki ana hedef olan insan ve sonuçlar olmalı,
• Ekibimizin yetkinliklerinde ustalaşmalarını ve gelişim alanlarını tespit etmeyi sağlamalıyız,
• Daha büyük hedeflere koşmayı, ekip ruhuyla gerektiğinde birlikte yorulmayı öğrenmeliyiz,
• EQ’su gelişmiş birer lider olmak için kendimizi geliştirmeyi sürekli hale getirmeliyiz.

Bu adımları başarıyla kurgulayabildiğimizde sürdürülebilirliği yakalamış, motive, güçlü ve başarılı bir ekibe liderlik edebiliriz.

Konuk Yazar: Gizem Topsakal Acet / Talent Recruitment Partner

Yazara ait diğer yazıları okumak için buraya tıklayabilirsiniz.