Aydın - Nilgün  İçten
Aydın – Nilgün İçten

İş hayatı boyunca emekliliğin hayali kurulur, emeklilik zamanı gelince de ne yapılacağı telaşı emekli adaylarını sarar. Emeklilik döneminde farklı bir başlangıç yapan bir Aydın İçten’in ayakkabıcılıkta başlayan ve emeklilik döneminde çiftlikte başlayan yeni hayatının detaylarını öğrendik. 1946 doğumlu Aydın İçten üniversite eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde tamamlar. “Kendimi bildim bileli hayatımda iki önemli kritik faktör oldu. Üretim ve futbol…” diyen Aydın İçten, iş hayatına babasının tekstil sektörüne kopça, toka, kemer gibi aksesuar ürünleri üreten atölyesinde başlıyor. Babasının yanında erken yaşlarda üretim, pazarlama, yönetim gibi konuları öğrenme fırsatı bulan İçten, futbola olan yakın ilgisi ve sevgisi sayesinde spor ayakkabı üreticisi olur ve yıllarca bu alanda çalışır. Emekliliğinde ise çiftlik hayatını seçen İçten, işlerinin yanı sıra Yıldız teknik Üniversitesi Sosyal Hizmetler Derneği’nin Yönetim Kurulu üyesi ve bu yıl üniversitenin futbol takımıyla da ilgilenecek. “İşleyen demir ışıldar sözümüz gerçekten doğru bir söz. Kendimi son birkaç yıldır daha rahat hissediyorum” diyen İçten 50’li yaşlarında başladığı yeni hayatını anlatıyor.

Futbol sevgisi kariyerini belirledi

İçten, “Okul hayatım boyunca futbol oynadım. Çapa Spor Kulübü’nde futbolcu ve yönetici olarak görev aldım. Üniversite hayatım boyunca takım kaptanı olarak futbol hayatımı devam ettirdim” şeklinde futbol sevgisini ve ilgisini anlatıyor. 1980’li yıllarda LİG Spor kurulduğunda Lig Spor’a futbol ayakkabısı imalatı Aydın İçten’e teklif ediliyor, böylelikle Lig Futbol ayakkabıları hayata geçiyor. Şimdilerse işin başında ise Aydın İçten’in oğulları Batu ve Berke İçten bulunuyor.

Çiftlik fikri çocukluk hayali

Aydın İçten çok samimi olduğu 5-6 arkadaşıyla beraber emeklilik sonrası boş oturmamak için bir şeyler yapmaya karar verir ve arazi bakmaya başlar. Aradığı arsayı bulan İçten’in arkadaşları bu plandan vazgeçse de kendisini sadece emeklilik hayali değil aslında çocukluk hayali olan hayatın ilk adımı olan araziyi satın alır. İçten yaptıkları çalışmaları ise şöyle özetliyor:  “Arazi tam istediğim gibiydi ancak bölgenin coğrafi koşullarından kaynaklı yapılacak çok iş vardı. 2004 yılında önce küçük bir bekçi evi yaparak başladık. Sonrasında sınırları belirleyici çitler çekildi. Bu araziden su çıkmaz diye kuyu açmaya kimse gelmedi. İstanbul Üniversitesi’nden gelen sondaj ekibi şahane bir su buldu böylece araziye hayat geldi.” Üzüm bağlarıyla ilgilenene ve çeşitli ekinler yetiştiren İçten, ayrıca arıcılık, küçük baş hayvancılıkla da ilgilendiklerini sözlerine ekliyor.

“Zor ama tüm uğraşlara değiyor”

“Toprağı sevmek, doğayla mücadele, sabır ve sebat bu işte çok önemli” diyen İçten, bir arazi alalım başına sorumlu birilerini koyalım arada gidip dinlenelim şeklinde yapılacak bir iş olmadığının, ciddi emek ve sevgi gerektirdiğinin altını çiziyor. İçten’in tüm uğraşlara rağmen yeni yaşam tarzı hakkında düşünceleri ise şöyle: “Hayvanların yavrulaması, tavuklarınızdan aldığınız bir yumurta, bir asma yaprağından bir şişe şaraba uzanan süreç, bahçe domatesinden yapılmış bir kavanoz domates suyu, arılardan aldığınız bal ve verandanıza uzanıp baktığınızda göz alabildiğine uzanmış toprakların kokusunun hazzı her türlü zorluğa değen doyumsuz bir tat.”