Yıllardır alıştığı bir şey değildi ki! Bu kadın nereden de öğrendi adımı diye merak etmişti doğrusu. Çay molasında diğer temizlik görevlilerine sormuştu bu soruyu, onlar da şaşkındı, onlara da isimleriyle hitap ediyordu. Bu kadın başkaydı. Yıllardır asansörde bile görünmez olmaya alışmış Nimet Hanım için çok değişik şeylerdi bunlar. Ah ne çok isterdi kendi çocuklarının da bu kadın gibi olmasını.

Yazar, İK Yöneticisi Nilüfer Özemir Soysal iş yerinde “fark etmek” üzerine düşüncelerini aktarıyor.

Alışmıştı görünmez olmaya, fark edilmemeye. Hem zaten alınmazdı kendisini fark etmeyen kimseye. Eskiden beri böyleydi. Ama onun gibi olmayacaktı çocukları. Onlar okuyacak, büyük insan olacaktı. Tüm çabası çocuklarının okuması, şimdi üstünü temizlediği masalarda çalışabilmesi içindi. Kendi çok ezilmişti ama çocuklarının ezilmesine dayanamazdı. Kendisi yemez yedirir, giymez giydirirdi çocuklarını. Hele bir çocukların okulu bitsin tüm cesaretini toplayıp çıkacaktı bu temizlik işlerini yaptıkları firmanın müdürüne. Mezun olan çocuğuna iş isteyecekti. O kadar yüksek tahsil yapmış çocuğuna iş bulunurdu elbet. Bu düşünceler kafasında sabah çalışanlar gelmeden temizlik işlerini bitirmek için hızlı hızlı çalışırken – Günaydın dedi bir ses, kolay gelsin Nimet Hanım. Başını kaldırınca fark etti firmanın İnsan Kaynakları Uzmanını. Nasıl da tatlı bir kadındı öyle. Hep ışıldayan gözleri vardı sanki sıcacık bakan. Bir yandan da kendisini fark etmesi ve ismiyle hitap edilmesi çok hoşuna gidiyordu.

fark

Yıllardır alıştığı bir şey değildi ki! Bu kadın nereden de öğrendi adımı diye merak da etmişti doğrusu. Çay molasında diğer temizlik görevlilerine sormuştu bu soruyu, onlar da şaşkındı, onlara da isimleriyle hitap ediyordu. Hepsi bu firmanın temizlik ve güvenlik işlerini taşeron olarak yürüten başka firmada çalışıyorlardı. Üstelik bu görevde çok da fazla personel sirkülasyonu oluyor, bir hafta çalışan personel gelecek hafta başka bir projeye geçebiliyor ya da ayrılabiliyordu işten. Kendileri bile yeni gelen personeli tanımadan, şöyle üstünkörü bir tanıştırılmadan sonra günlük işlere dalıyorlardı. Ama bu kadın başkaydı. Yıllardır asansörde bile görünmez olmaya alışmış Nimet Hanım için çok değişik şeylerdi bunlar. Ah ne çok isterdi kendi çocuklarının da bu kadın gibi olmasını.

Evet, bu hikayeyi yaşayan pek çok insan var bildiğimiz üzere. Fark edelim öncelikle. Kimsenin dili aşınmaz günaydın, kolay gelsin, iyi günler demekten, bir selam vermekten. İnsanlık bunu gerektirmez mi? Üst yönetime sevimli görünmek için nasıl da kendini gösterme yarışında olan, her sabah ve akşam selam duruşunu atlamayan birçok çalışan vardır etrafınızda ama bizim her işimizi halleden, arka planda kalmış film kahramanlarını görünmez var sayan da onlardır genelde. Pozisyon, mevki önemli mi? Bunlar bizim değerlerimizi değiştirmeli mi? Tüm bunlar zaten geçici değil mi? İşimizi kaybettiğimizde ya da emekli olduğumuzda devam edecek mi taşıdığımız unvanların önemi?

Gelecek nesillere de öğretelim fark etmeyi. Onların asosyal kültür nedeniyle bizlerden daha çok ihtiyacı olacak fark etmeye.

Hepimizin çok işi, çok acelesi var biliyorum ama bizlere de iyi gelecek fark etmek.

Özellikle bizim meslektaşlarımız için çok daha önemli bir özellik diye düşünüyorum insani değerlere sahip olmak. Hem zaten fark edemezsek nasıl sağlarız o insanların motivasyonunu? Nasıl arttırabiliriz performanslarını değil mi?

niluferportre

Nilüfer Özemir Soysal