Saint-Gobain Türkiye Delegasyonu İnsan Kaynakları Direktörü Hülya Akkan Seyhun

Bugün iş dünyasında en büyük değişim ve dönüşüm kaynağının dijitalleşme olduğunu belirten Saint-Gobain Türkiye Delegasyonu İnsan Kaynakları Direktörü Hülya Akkan Seyhun, İnsan Kaynaklarının diğer departmanlara bu değişimde iş ortağı olması ve şirket stratejilerini gerçekleştirmede liderlik etmesi gerektiğini vurguluyor. Seyhun, en önemli rolün ise çalışanların değişime uyum sürecine destek olmak olduğunu ifade ediyor.

Frankofon bir kültürden gelen Saint-Gobain Türkiye Delegasyonu İnsan Kaynakları Direktörü Hülya Akkan Seyhun, Galatasaray Üniversitesi’nde mühendislik okuduktan sonra kariyer sürecinde farklı sektörlerde deneyim ediniyor. Şirket içi rotasyonla İnsan Kaynakları departmanıyla tanışan Seyhun, bugün bünyesinde İzocam, Rigips, Weber, Norton gibi markaları barındıran 350 yıllık Fransız şirketi Saint Gobain Türkiye’nin İnsan Kaynaklarını yönetiyor. Seyhun ile bugün şirketlerde İnsan Kaynakları departmanının rolü, Saint Gobain Türkiye İK politikaları ve projeleri hakkında konuştuk.

Eğitim geçmişiniz ve İK alanını seçmeye karar verme nedenlerinizden başlayabiliriz… Eğitiminizin şu anki işinize nasıl bir katkısı oldu?

Notre Dame De Sion Fransız Lisesi’nin ardından Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdim. Mezuniyetin ardından farklı sektörlerde üretim, satın alma gibi departmanlarda çalıştıktan sonra Hızlı Tüketim Malzemeleri Sektörü’nde şirket içi rotasyonla İnsan Kaynakları ile tanıştım. Bu sektörde hem Ortadoğu Bölgesi, hem de Türkiye ekiplerinden sorumlu oldum. Son dört yıl içerisinde Hintli bir kozmetik firmasında üretim alanında da İK uygulamaları konusunda ekibimle başarılı projelere imza attık.

Yaklaşık bir senedir, 350 yıllık Fransız şirketi olan, Türkiye’de bünyesinde İzocam, Rigips, Weber, Norton gibi özellikle inşaat ve yapı sektörünün önemli marka ve şirketlerini bulunduran Saint Gobain’in Türkiye’den sorumlu İK Direktörlüğü’nü yürütmekteyim.

Farklı sektörlerdeki şirketlerin iç yapılarını tanımış, yaşayıp tecrübe etmiş biri olarak “business” dan gelen bir İK profesyoneli olmanın çok büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Mühendis olmanın avantajıyla, analitik ve sosyal yönlerimi birleştirme şansım oldu. İnsan Kaynakları’na yönelmiş olmamın en büyük sebebi tüm departmanlarla yakın çalışabilmek ve “İnsan” faktörünün ön planda olmasıydı, insana dokunmak çok önemli benim için…

İK departmanları kurumlar için sizce ne anlam ifade ediyor?

Eski yıllarda “personel işleri” departmanı olarak algılanan İK, artık özellikle kurumsal, çağa ayak uyduran şirketlerde tamamen stratejik iş ortağı olarak görülüyor. Dünya değişiyor, ekonomik, demografik, çevresel ve sosyal değişimlere ayak uydurmak zorundayız. Y jenerasyonunu konuşurken, artık Z jenerasyonu kapıda, buna hazır olmalıyız. Dijitalleşme en büyük değişim ve dönüşüm, İnsan Kaynakları da tüm diğer departmanlara bu değişimlerde iş ortağı olmalı, şirketin stratejilerini gerçekleştirmesi için liderlik etmeli ve en önemlisi çalışanların tüm bu değişime ayak uydurmasına destek olmalı. İK’nın bu anlamda en önemli rolü değişim yönetimi…

Çalışan bağlılığı ve verimi artırmak için kurumunuzda hangi İK süreçlerine önem veriyorsunuz?

Saint Gobain olarak çalışan bağlılığı ve verimini artırmak için ilk günden itibaren  detaylı oryantasyon programımızdan başlayarak, performans yönetimi, eğitim, kariyer planlama, liderlik gelişimi, rekabetçi ücret ve yan haklar gibi süreçleri önemsiyoruz. Çalışanlarımız arasına her geçen gün yeni jenerasyon bireylerin katıldığını dikkate alacak olursak, tüm bu süreçleri onlara dijital platformlarda sunmak için hem globalde hem de lokalde çalışmalar yapıyoruz.

Bunun yanı sıra kurum kültürü çok önemli. Çalışanlarımıza tüm dünyadaki Saint Gobain şirketleriyle aynı paralelde bir kurum kültürü vermek en büyük hedefimiz. 2017 yılında, tüm dünyada ve Türkiye’de beş adet “Saint Gobain Tutumu” lanse ettik; bu tutumlar bizim çalışanlar olarak birbirimizle, üstlerimizle, astlarımızla, müşterilerimizle, tedarikçilerimizle kısaca dışarıda ve içeride çalışan olarak temasta olduğumuz bütün paydaşlarımızla olan davranışlarımızı ve iletişimimizi belirliyor. Çevik, iç ve dış müşteriye yakın, girişimci, yenilikçi, açık ve kapsayıcı kültürü benimsemenin çalışanlar tarafından “Genetik Kod” olarak görülmesi ve hissedilmesi için İK olarak farklı organizasyonlar ve çalıştaylar yapıyoruz.

Tüm bu süreçlerin yanı sıra, çalışanlarımıza periyodik olarak memnuniyetlerini profesyonel anket sistemiyle soruyor, sonrasında aksiyon planlarımızı belirliyoruz.

Adaylarda ilk dikkatinizi çeken vasıflar ve özellikler nelerdir? 

İşe alımlarda, adayın teknik olarak yeterliliğinin yanı sıra, değişen dünyanın yeniliklerini takip edip etmediği, bu işi gerçekten istemesi, enerjisi ve hedeflerinin olması benim için çok önemli.  Özellikle İnsan Kaynakları rollerinde, insan ilişkilerinde güçlü olmak ve iletişim yeteneği olmazsa olmazlardan. Adaylarda ayrıca var olan liderlik vasıflarını ya da potansiyelini görmek en büyük arzumuz.

İK projelerinizden, yürüttüğünüz çalışmalardan söz edebilir misiniz? Önümüzdeki yıl İK hedeflerinizin arasında yer alan en önemli başlıklar neler?

Biz 2017 senesinde yukarıda bahsetmiş olduğum İK süreçlerini ne kadar uyguladık, nerelerde eksiğimiz var, neleri geliştirmeliyiz anlamak adına, farklı ülkelerde farklı şirketleri denetleyip değerlendiren En İyi İşveren Enstitüsü’ne (Top Employer Institute) başvurduk. Sertifikasyon döneminde zorlu bir araştırma sürecinden geçtik, bu dönemde yukarda bahsetmiş olduğum İK süreçlerinin hepsi tek tek ele alındı. Saint Gobain Türkiye olarak özellikle şeffaflık, çalışanlara tanınan yatay ve dikey pozisyonlara geçiş imkânı, yetenek yönetimi, işgücü planlaması, İK alanında uygulanan yenilikçi yaklaşımlar, eğitim organizasyonları ve bunun yanı sıra zengin şirket kültürümüz ve uygulamalarımız ile bu sene ilk defa Türkiye’de En İyi İşveren ödülünü alan şirketler arasına girdik. Saint-Gobain Türkiye olarak tüm İK süreçlerini başarıyla uygulamaktan ve bu ödülü kazanarak hem Türkiye hem de Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik, Latin Amerika bölgelerinde ödülü alan şirketimizin Global ödülü almasına da Türkiye sertifikasyonu sayesinde katkıda bulunmuş olduk.

Önümüzdeki yıl da hedeflerimizden biri Top Employer 2019 sertifikasyonu için çalışmak olacak, gelişim alanlarımızı gördük ve aksiyon planlarımız yapmaya başladık. Bunun yanı sıra, grup şirketlerimizin bazılarında uygulanmakta olan Liderlik Akademisi’ni tüm şirketlerimize ortak bir eğitim projesi olarak yaymayı planlıyoruz.

Ayrıca geçen sene ilk defa başlattığımız Genç Yetenekler projemizi de bu sene katılımcı sayımızı artırarak sürdürmeyi planlıyoruz. Bu proje kapsamında belli kriterler ışığında kabul ettiğimiz farklı departmanlardan katılımcılarımız, kendi projelerini yaklaşık bir sene boyunca çalışıp üst yönetime farklı zamanlarda sunum yapma imkanı buluyorlar. Bunun yanı sıra, yurt içi-yurt dışı eğitimler, profesyonel mentorluk seansları, grup şirketlerini tanıma/tesis gezileri düzenliyoruz. Amacımız genç yeteneklerimizi hem kişisel hem de profesyonel alanlarda geliştirmek ve kariyerlerinde bir sonraki adımlarında onlara destek olmak.

Tüm bunların yanı sıra hem globalde hem de Türkiye’de dijital projelerimizin üzerinde çalışıyoruz, dijital onboarding, e-learning gibi konular en büyük önceliğimiz. Saint-Gobain İK olarak özenli çalışmalara devam edeceğiz, her geçen sene daha iyi bir işveren olmak en büyük taahhüdümüz.