İş-yaşam dengesinin bozulmasını elbette kimse istemez; ancak pandemi gibi kriz dönemlerinde bu dengeyi sağlamak o kadar da kolay olmuyor. Özellikle de evden çalışmanın yoğunlaştığı bu dönemde iş ve özel hayat dengesinin nasıl korunabileceğine dair püf noktalarını sizin için paylaştık.

Çoğunluğun evden çalışmaya geçtiği bu dönemde, mesai saatleri dışına çıkan çalışma şekilleri iş ve özel hayat arasındaki dengenin de bozulmasına neden oluyor. Peki ne zaman sonlanacağı belli olmayan bu belirsizlik ortamında, daha sürdürülebilir bir çalışma hayatı planlamak mümkün mü?

İşte, size 5 öneri!

Sınırlarınızı yeniden oluşturun

Kaos, tükenmişliğin başlıca nedenidir. Harvard Business Review’da akademisyen olan Laura Giurge ve Venssa Bohns, fiziksel, sosyal ve zamansal sınırlarınızı güçlendirerek onunla mücadele etmeyi öneriyor. Örneğin; normalde işe gidip gelirken, artık evden devam ediyor olabilirsiniz. Öyleyse şu anın şartlarını kendinize uyarlamalısınız. Öncelikle zamanı yeni düzeninize göre yeniden planlayın. Mesai öncesi, mesai anı ve sonrasında yapılacaklar için bir liste yapın.

Evde de olsanız kendinize özel bir çalışma alanı yaratın. Masa başında, ergonomik bir ortam hazırlayın. Konforunuzu sağlamanız mesai sürenizin verimli geçmesini sağlayacaktır.

Eğer çocuklarınız varsa çalışma planınızı uygulamak zor olacaktır. Bu nedenle bir ebeveyn olarak mecburen çocuğunuzu da düşünerek bir planlama yapmanız gerekiyor. En üretken olduğunuz zamanları da bu planlamada göz önünde bulundurmalısınız.

Rutininizi güçlendirin

Eğer bir rutin oluşturursanız, bu size sadece disiplin kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda yaptığınız şeyin normallik duygusunu da korumanıza yardımcı olur. Rutininizi uygulamaya çalışırken, kendinizi zorlamadığınızdan emin olun. Ani gelişen durumlar olduğunda esneklik göstermeniz gerebileceğini bilin.

Günün her dakikasını planlamak yerine, takviminizi daha esnek hale getirin. Örneğin; günün ilk saatlerini verimli olmak adına önemli işlerinize ayırın. Öğle molası vermeyi ihmal etmeyin. Sevdiklerinizle görüşmek ya da çocuklarınızla vakit geçirmek için kısa da olsa zaman yaratın.

İşinize odaklanın

Her şey sorunsuz yürüdüğünde bile dikkat dağınıklığı sizin için bir sorun olabilir. Bu nedenle elinizde iş varken dikkatinizi işinize verin. Böylece zaman kaybetmeden verimli bir şekilde işinizi sonuçlandırabilirsiniz.

Sosyal medya bildirimleri, ev işleri ya da çocuğunuzun sizinle oynamak istemesi gibi uyarıcılara maruz kalmamak için günlük takviminizde hepsine yer açın. Bu dikkat dağıtıcı unsurları engellemek kolay bir iş değil, ancak anahtar kelime: Planlı olmak.

Kesintisiz çalışma için gerekirse günün 1 saatini bloke etmeyi deneyin. Bu 60 dakika boyunca telefonunuzu kapatabilir, kapıyı kapatabilir veya bir çift kulaklık takabilirsiniz.

Saat dolduğunda, bu dikkat dağıtıcı şeylerden birinin keyfini çıkarın. Bir video izleyin veya kendinize bir atıştırmalık hazırlayın. Yenilenmiş ve çalışmaya hazır olarak geri döneceksiniz.

Ekrana bakmadığınız molalar verin

Aralardan bahsetmişken, uyandığınız her anı ekrana bakarak geçiremezsiniz. Sonuçta birer robot değiliz. Dinlenmek ve yenilenmek için gün boyunca periyotlara ihtiyacımız var. Fakat dinlenme zamanınızı yine bir ekrana bakarak değerlendirmek, size enerji kazanmaktan çok enerji kaybettirecektir. Bu nedenle hiçbir ekrana bakmadığınız kısa molalar verin.

Destek isteyin

Yukarıdakilerin hepsini yapmış olsanız bile, çevrenizdeki belirsizlik konusunda hâlâ endişeli olabilirsiniz. Bunalmış hissediyorsanız, yardım istemekten çekinmeyin. İş yükünüzü hafifletmek için ekip liderinizle konuşmak ya da psikolojik olarak rahatlamak için bir uzmandan destek almak bu noktada doğru olabilir.

İş-yaşam dengesi içinde bulunduğumuz dönemde her zamankinden daha çok konuşulan bir konu. İşverenler, ekonomik gidişatı lehlerine çevirmek için elbette ekstra eforla çalışıyor ve bu süreçte her bir çalışanın da desteğine ihtiyaçları var. Burada önemli olan verimli ve sağlıklı bir çalışanın yaşam kalitesini bozmadan, karşılıklı fayda anlayışıyla süreci atlatmaya çalışmak.

Kaynak: Forbes