İnsan Kaynakları için işe alım her zaman gündemde olan konulardan biri. Yavaş, pahalı ve her zaman doğru adayı bulmanıza izin vermeyen gelenekselleşmiş işe alım metodları ise artık yerini bugünün yeni iletişim kanallarına ve teknolojinin getirmiş olduğu imkanlara bırakıyor. Bununla birlikte İK da kendine teknoloji odaklı bir işgücü çekmeyi amaçlayan stratejiler oluşturuyor.

phone

Özellikle geçen dönemde işe alım süreçlerinin sosyal medya üzerinden yürütülmesi, İnsan Kaynakları dünyasının en büyük tartışma konularından biri olarak karşımıza çıkmıştı. İnternetin herkesin hayatına girmesiyle birlikte, adaylar hakkında bilgi edinmek, kişilik analizi için kişisel sosyal ağların incelenmesi uzmanlar tarafından sıklıkla kullanılan bir araç olmuştu. Son birkaç senedir ise, “mobilleşme” üzerinde yeni yeni düşünülmeye başlanan bir konu olarak karşımıza çıkıyor. İnternet ihtiyacını her daim karşılayan, internetin sürekli elimizin altında olmasına izin veren mobil cihazlar sayesinde, artık iş yaşamı ve İnsan Kaynakları da bu dünyanın içinde fazlasıyla yer kaplıyor.

Mobil bağımlısı mıyız?

Mobil cihazlarımız nereye gidersek gidelim bizimle birlikte. Onlardan sıkılmak bir yana, takıntılı olduğumuz bile söylenebilir. Öyle ki, şarjımızın azalmış olması dahi bin bir çeşit felaket senaryolarına sebep olabiliyor. Peki, telefonlarımızla bu kadar iç içe olduğumuz bir zamanda, global trendler ne durumda?

Global bir değerlendirme yapıldığında, dünyada 5.2 milyar mobil telefon kullanıcısının bulunduğu ortaya çıkıyor. Bu kullanıcıların yüzde 30’u ise neredeyse akıllı telefonlarına bağımlı olarak yaşıyor. Bir akıllı telefon sahibi, günde ortalama 2 saat 42 dakikasını telefonuyla ilgilenerek geçiriyor. Bu, üç aşağı beş yukarı haftada 12 saat, ayda 3 gün, yılda ise 41 güne denk geliyor. Yine ortalama olarak, 18 – 24 arası yaş arası gençler telefonlarını her 10 dakikada bir kontrol etme ihtiyacı hissediyor.

Mobil kullanımların yüzde 86’lık kısmının bir uygulama kullanarak geçtiğini söylemek mümkün. KPCB Internet Trends tarafından yapılan araştırmaya göre, kullanıcılar zamanının yüzde 32’sini oyun oynayarak, yüzde 17’sini sosyal medyada, yüzde 14’ünü internet tarayıcılarında, yüzde 9.5’ini mesajlaşarak, yüzde 8’ini yardımcı hizmetleri kullanarak, yüzde 4’ünü video izleyerek, yine yüzde 4 eğlence ve yüzde 4 yaratıcılık üzerinde, yüzde 3’ünü haber ve yüzde 3 diğer kısımlara ayırıyor.

İş arayan her beş kişiden biri mobilde
IMG_0864

Günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olan mobil cihazların, iş yaşamına etkisi de göz ardı edilemeyecek şekilde büyümeye devam ediyor. Günümüzde her beş iş aramasından birinin mobil cihazlar aracılığıyla yapıldığı verisini veren Google, yine web sitelerinin trafiğinin neredeyse yüzde 30’luk bir diliminin mobil olduğunu paylaşıyor. Her yeni alınan 10 telefondan sekizinin akıllı telefon olduğunu düşününce ise mobilleşmeye karşı koymak pek akıllıca bir durum gibi görünmüyor. Aksine bu dünyanın ne kadar büyük olduğunu ve bunun bir parçası olmak gerektiğini, iş stratejilerine sağlayacağı faydayı düşünmek gerekiyor. Çalışma hayatında daha iyi bir iletişim oluşturabilmek, daha efektif sonuçlar elde edebilmek, bilgiye anında ulaşabilmek açısından da mobilleşme önemli bir noktada yer alıyor.

Mobilleşen dünyada işverenler ve adaylar nasıl rol oynuyor?

Yurt dışında yapılan araştırmalara göre, adayların mobil kullanım oranı işverenlere göre çok daha yüksek. Burada işverenler tarafından bakacak olursak, en önemli eksiklerin başında trendleri takip etmemek geliyor. Bu nedenle profesyoneller, mobil kullanım hakkında bilgi sahibi olmuyor ve bununla birlikte aradıkları yetenekleri kurumlarına çekmek için mobil dünyanın sağlayacağı avantajları da kaçırıyor. Sonuç olarak, adaylar her ne kadar teknolojinin tüm nimetlerinden yararlansalar bile  işverenler tarafından karşılığını almakta zorlanıyor.

Potentialpark tarafından dünya çapında aktif olarak iş arayan 30 bin aday ve ABD, Avrupa ve Asya’dan üst yönetimden 350 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmayla, kitlelerin mobil kariyer imkanlarının farkında olup olmadığı analiz edildi. Buna göre, sadece sınırlı sayıda işveren, mobil sitelerden ve uygulamalardan yararlanarak iş stratejilerinde geliştirme yapıyor. Kurumların yüzde 7’si sitelerinin mobil versiyonuna sahipken, yüzde 3’lük bir bölümü ise uygulama tarafına da el atmış görünüyor. Aday tarafında ise, sağlıklı bir şekilde iş arayanların yüzde 20’sinden fazlası mobil cihazlarını kariyerleri ile ilgili amaçlar doğrultusunda kullanıyor. Yurt dışında durum böyleyken, Türkiye’de de akıllı telefonların ve internet gücünün öne çıkmasıyla birlikte İnsan Kaynaklarının mobil konusundaki farkındalığının arttığını ve önümüzdeki dönemlerde daha da artacağını söylemek mümkün.

Mobil kullanan aday profili ne durumda?

Türkiye’deki adaylar, 2012 yılından bu yana Kariyer.net’in kullanıma sunduğu mobil uygulama ile mobil cihazlarını kullanarak iş arama ve başvuru yapma deneyimini yaşıyor. Bu uygulama, adaylara aynı zamanda hem zaman hem de mekan konusunda esneklik ve kolaylık sağlıyor. Kariyer.net verilerine göre, kullanıcı profili iPhone, Android ve mobil site olmak üzere değişiklik gösteriyor. Geçen ay baz alındığında mobil uygulamalarda;

IMG_0865 (1)Bir önceki aya göre iPhone’da yüzde 12’lik artış, Android’de yüzde 10’luk ve mobil sitede yüzde 9’luk bir artış gözlemleniyor.

Cinsiyet dağılımına baktığımızda iPhone ve Android için çoğunluk erkek adaylardan oluşurken mobil site için çoğunluk kadın adaylardan oluşuyor.

Tüm uygulamalar için adayların çoğu 25-30 yaş arasında iken bunu 19-24 yaş arasındaki adaylar takip ediyor.

Eğitim durumlarına baktığımızda iPhone’da yüzde 60’ı üniversite olarak kayıtlı iken bunu yüzde 14 ile yüksek lisans takip ediyor. Android’de yüzde 54’ü üniversite olarak kayıtlı iken bunu yüzde 17 ile ön lisans takip ediyor. Mobil sitede ise yüzde 53’ü üniversite olarak kayıtlı iken bunu yüzde 18 ile ön lisans takip ediyor.

Mobil site ve Android uygulamalarında çoğunluk 1-2 yıl tecrübeli adaylardan oluşurken iPhone’da çoğunluk 3-5 yıl tecrübeli adaylardan oluşuyor. iPhone’da bunu 6-10 yıl tecrübeli, Android ve mobil sitede bunu 3-5 yıl tecrübeli adaylar takip ediyor.

Pozisyon gruplarına bakıldığında iPhone için büyük çoğunluk nitelikli meslek mensubu olarak kayıtlıyken bunu satış ve hizmetleri takip ediyor. Android ve mobil site için büyük çoğunluk satış ve hizmetleri olarak kayıtlıyken bunu nitelikli meslek mensupları takip ediyor. iPhone’da yönetici pozisyonundaki adaylar yüzde 9’luk bir paya sahipken Android ve mobil site için yüzde 7’lik bir paya sahip.

Başvurulara hızlı dönüş yapmak önemli

Dünyanın tamamen mobilleşmeye yöneldiğini düşünürsek, işe alım süreçlerinin mobilleşmesi de işverenler ve adayların arasındaki bağı geliştirmek için önemli bir dönüm noktası. Yaptıkları başvurulara en kısa sürede dönüş bekleyen adaylar, bu süreçte yaşayacağı deneyimleri baz alarak başvuru yaptığı kurumlarla ilgili olumlu ve olumsuz bir profil yaratıyorlar. Bu nedenle işverenlerin, adaylara iyi bir deneyim yaratmasının önemi büyük. Uzmanlar, iyi bir süreç geçirmeyen adayları kaybetme riskinin çok yüksek olduğunu belirtiyor ve geri dönüşünün zor olacağını da vurguluyor. Kariyer.net de işverenlerin işe alım süreçlerini daha kolay yönetebilmesi, adayları yanıtsız bırakmaması için işveren mobil uygulamasını şirketlerle buluşturdu.

İşveren mobil uygulamasını iOS işletim sistemli telefonunuza indirmek için tıklayın!

İşveren mobil uygulamasını Android işletim sistemli telefonunuza indirmek için tıklayın!