Yakın zamana kadar iş yerinde mobbing uygulayan kişilere herhangi bir yaptırım uygulanmıyor, mağdur kişinin dava yoluna gitmesi mahkemece uygun görülmüyordu. Fakat Ekim ayının henüz başlarında verilen Ankara İstinaf Mahkemesi kararı emsal teşkil edecek gibi görünüyor. İleriki dönemlerde mobbing’e uğrayan çalışan direkt olarak yöneticisine tazminat davası açabilir.

“İşe girerken hamile kalmayı düşünmediğini belirtmiştin? Evini taşıman için doğru bir zaman değil, Hafta sonu telefonunu neden açmadın? Bana sormadan izin planı yapmamalıydın, Bu işi iyi beceremiyorsun, o konuyu iyi anlamıyorsun, beş dakika bile geç kalmamalısın…”

Bu ve buna benzer küçük düşürücü, iğneleyici söz ve hakaretler artık çalışan için dava açma sebebi.

Peki, nedir bu mobbing?

Mobbing kelimesini; mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılması, sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit gibi şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırı olarak tanımlayabiliriz.

Mobbing, çalışanın saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alayla karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlaması olarak gerçekleşebiliyor. Genellikle yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı olarak da yapılabiliyor.

Mobbing uygulayan kişiye “Tacizci”, mobbing’e maruz kalan kişiye ise mağdur deniyor. Psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek olan mobbing kavramının karşılığı olarak Türk Dil Kurumu, “Bezdiri” kelimesini belirleyerek bezdiriyi “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamış durumda.

Psikolojik tacize uğrayan çalışan ne yapabilir?

Mobbing’e uğrayarak iş akdi sonlanan bir kişi, durumu ispat ederek işe iade davası açabilir, yasal haklarını talep edebilir ve tazminat davası da açabilir. Tabii bu gelişmelerin en başında mobbing’e maruz kalan kişinin bu tezini destekleyecek şahitlerinin ya da elle tutulur belgelerinin olması gerekiyor.

Şahitlerden kasıt, kişinin iş arkadaşı ya da aynı çalışma ortamında bulunan kişi olmak zorunda. Elle tutulur belge ise; mobbing’e uğrayan kişinin bu psikolojik taciz sürecinin başlangıcından itibaren kayıt altına aldığı mesaj, mail veya telefon kaydı gibi belgelerin olması anlamına geliyor. Ücret kesme cezası varsa bordro veya psikiyatride mobbing nedeniyle tedavi gördüğüne dair bir raporun sunulması da bu nedenle son derece önemli.

Çalışan, tüm bu koşulların sağlanması halinde işe iade davası açarak kazanabilir, tüm yasal alacaklarını talep ederek iş akdini yine haklı nedenlerle sonlandırabilir ve yine mahkeme kararına göre manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Mobbing’te kişisel tazminat davalarının önü açıldı

Bu zamana kadar mobbing uygulayan kişiye veya yöneticiye herhangi bir yaptırım uygulanmıyor, dava yoluna gidilmesi mahkemece uygun görülmüyordu. Ancak Ekim ayının henüz başlarında verilen Ankara İstinaf Mahkemesi kararı emsal teşkil edecek gibi gözüküyor. Bu örnekte; mobbing’e uğrayan kişi direkt olarak yöneticisine tazminat davası açıyor ve haliyle Ankara’da bulunan yerel mahkeme bu talebi reddediyor. Bunun üzerine kişi avukatı aracılığıyla konuyu Bölge Adliye Mahkemesine taşıyor. Bölge Adliye Mahkemesi ise yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak davacıyı haklı buluyor.

Henüz karar aşamasına geçilmemiş olan bu davanın sonucu büyük ilgi ile takip ediliyor. Kişinin yöneticisine açmış olduğu tazminat davasının müeccel bedeli ise 40 bin lira tutarında. Özellikle kurumsal firmalardaki yönetim, yöneticilerinin alt kadrolara uyguladıkları baskıyı görmüyor veya fark edemiyorlardı, ancak ortaya çıkan zararı şirketler ödüyordu. Artık yöneticiye direkt dava açılması da gündeme geldiğinden bedel ödeyen sadece şirketler olmayacak gibi görünüyor.