Yaklaşık 20 yıl cerrahlık ve sanatçılığı bir arada yürüten Ferhat Göçer, 2010’dan itibaren kendini sadece müziğe adadı. Şimdilerde yeni albüm hazırlığında olan sanatçı, yeni şarkılarını sonbahara yetiştirmek istediğini söylüyor.

 

20 yılı aşkın süredir cerrahlık mesleğiyle müzik hayatını beraber yürüten Ferhat Göçer’in cerrahlığı bırakarak tamamen müziğe odaklanması 2010 yılına dayanıyor. “Ferhat Göçer”, “Yolun Açık Olsun”, “Çok Sevdim İkimizi”, “Biz Aşkımıza Bakalım”, ve “Seni Sevmeye Aşığım” albümleriyle dinleyicilerinin gönlüne taht kuran sanatçı Ferhat Göçer, yeni albüm çalışmaları yapıyor. Bu yıl Eylül – Ekim aylarında albümün dinleyicilerle buluşacağı müjdesini veren Göçer, yaz konserlerinin de devam edeceğini söyledi. Göçer’le cerrahlıktan müziğe uzanan kariyeri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

 

Cerrahlık hem çalışkanlık hem de fedakarlık gerektiren bir meslek, tıp eğitimi almaya nasıl karar verdiniz?

Lise döneminde doktor olmayı istiyordum. Gerek etrafımdaki insanlar gerekse ailemin yönlendirmesiyle tıp okumayı seçtim. Cerrah olmaya da fakülteyi bitirdikten sonra karar verdim. Mecburi hizmetimi pratisyen hekimi olarak yaparken cerrahi branşlardaki özellikleri fark ettim. Çok daha farklı, radikal ve çekici geldi.

 

Müziğe olan ilginiz ne zaman başladı? Bu alandaki yeteneğinizi ilk kim fark etti?

Üniversite üçüncü sınıfa kadar okul korolarında şarkı söylüyordum. Yani müziğe ilgim vardı ama özellikle üniversite üçüncü sınıfta müzik koluna girerek adım atmış oldum. Daha sonra dördüncü sınıfta İstanbul Devlet Konservatuarı Şan Bölümü’nde eğitim almaya başladım. Bu arada İstanbul’daki Devlet Opera Balesi’nde dört yıl koristlik yaptım ve iki üniversiteye birlikte devam ettim. İstanbul’daki bilim müzik merkezlerinde, operalarda, tiyatrolarda, müzikhollerde ekip arkadaşlarımla beraber şarkılar söyledim.

 

Müzik üzerine şan eğitiminizin dışında farklı eğitimler aldınız mı?

Şan eğitimi ana omurgasını oluşturuyor. Onun haricinde sahnede aldığım repertuvarı edinmek için uğraşlarım da en az şan eğitimim kadar önemli benim için.

 

Müzik hayatınızda kendinize örnek aldığınız yerli veya yabancı sanatçı oldu mu?

Kendi dallarında iyi olduğunu düşündüğüm, çalışma prensibini, tekniğini, repertuvarını örnek aldığım birçok sanatçı var.

 

İlk ne zaman sahne almıştınız, neler hissetmiştiniz?

İlk kez üniversite dördüncü sınıfta okulumuzun müzik kolunda kurduğumuz ekiple beraber yılsonunda verdiğimiz konserde sahne almıştım. Bütün tıp öğrencisi arkadaşlarımızın önündeki bu konseri hayatım boyunca hiç unutamam.

 

Uzun yıllar doktorluğu, cerrahlığı ve müziği bir arada yürüttünüz, doktorluğu bırakıp müzik kariyerinize tamamen ne zaman odaklandınız?

Müzikle birlikte sürdürdüğüm 20 yıla yakın cerrahi hizmetim, bir o kadar da müzik eğitimim var ama 2010’da kariyerimi ve geleceğimi tamamen müziğe odakladım.

 

Kariyerinizde geldiniz nokta ve hayalinizdeki yer örtüşüyor mu?

Her geçen günü kariyerimde yeni bir kapının açıldığı gün olarak değerlendiriyorum. Bu işte bir durak ya da ben oldum, geldim noktası hiçbir zaman yok ama hayallerimin büyük bir bölümünü gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Bir noktaya geldiğinizde başka ufuklar, pencereler ve kapılar sizin için açılıyor. Önemli olan bu süreci sindirerek, oturaklı bir şekilde sürdürebilmek, güncel ve kişisel eğitiminize, kariyerdeki gelişiminize sürekli olarak devam edebilmek.

 

Bir haftanız nasıl geçiyor?

Ağırlıklı hafta sonu sahne çalışmalarım oluyor yani Cuma ve Cumartesi günleri yoğun sahne çalışmalarımız var. Onun öncesinde mutlaka her hafta bir ya da iki gün stüdyo prova kayıt çalışmalarımız oluyor. Diğer kalan günlerde de kendime ve aileme vakit ayırmaya çalışıyorum.

 

Albüm çalışmalarınız ne kadar sürüyor, o dönemde nasıl bir maratonda oluyorsunuz?

Biz bir albüm bittiği zaman sonraki albümün çalışmalarına başlıyoruz. İlk süreç, şarkı bulma süreci. Bu süreç aslında en zorlu süreç ama uzun zamana yayıldığı için nispeten daha kolay kaldırılabilir. Ancak işin ana hareket noktası eser bulabilmek. Zaman zaman kendi yazdığım şarkılar, zaman zaman ise besteni yolla.com gibi amatör besteci ve söz yazarları için hazırladığımız bir siteden şarkı taramak ya da bilinen bu konuda üstatlardan beste ve söz araştırması yapmak gibi bir yol. İkinci aşama parçalar bulunduktan sonra albüme girecek olan şarkının elenmesi. Üçüncü aşamada stüdyo süreci başlıyor. Önce aranjörün prodüksiyon süreci hemen arkasından stüdyoda benim vokal kayıt sürecim, ortaya çıkan eserin son işlemleri yapıldıktan sonra da markette tanıtılma işlemleri oluyor.

 

Müzik alanında farklı projeleriniz, planlarınız var mı?

Tabii ki çok sayıda planım var. Aslında bugüne kadar birçok planımı da gerçekleştirdim. En büyük planım; tarzlar, sosyal sınıflar ve türler arasındaki geçişleri, türlerin birbirinden etkilenmesiyle birlikte ortaya çıkacak, sonraki nesillere ulaşacak olan yeni sentezlerin, yeni tarzların ortaya çıkması ve iyi müziğin sınıf, tarz ya da kitle farkları gözetmeksizin büyük kitlelere yayılabilecek imkanlar yaratılması.

 

Yakın zamanda albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz, önümüzdeki dönem için yeni projeleriniz neler?

2013 Eylül – Ekim gibi bir albüm hazırlığımız var. Son albüm 2010 yılında çıkmıştı yaklaşık üç yıl aradan sonra yeni bir albüm hazırlığı içerisindeyiz.

 

Sosyal medyada da etkinsiniz, hesaplarınızla kendiniz de birebir ilgileniyor musunuz?

Twitter’da güncel olayları, kendi etkinliklerimi, dinleyicilerle ve takipçilerimle iletişimi ben kontrol ediyorum. Facebook da kontrolümde.

 

Enerjiniz düştüğünde veya yorulduğunuzda kendinizi nasıl motive edersiniz, sizi neler mutlu eder?

Spor yaparak özellikle de tenis oynayarak bütün yorgunluğumu ve stresimi atıyorum. En büyük mutluluk kaynağım ise, ailem ve çocuklarımla birlikte vakit geçirmek.

 

“Anadolu Aryaları Mutluluk Projesi”yle neredeyse tüm Anadolu’da konser düzenlemiştiniz. Bu yaz sizi nerelerde izleyip dinleyebileceğiz?

Yaz konserlerimiz devam ediyor. Hem üniversite konserlerimiz hem festival ve açık hava konserlerimiz devam edecek.