Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, bugüne kadar birçok ülkede birbirinden farklı kültürde yetişmiş kişilerle birlikte çalışma fırsatı bulmuş. Alemdar, 20 yıllık tecrübe ve deneyimiyle başarının anahtarının sabır ve çalışma olduğunu söylüyor

 

Hasan Alemdar, 1992’den beri Henkel’de çalışıyor. Çamaşır ve ev bakım ürünleri bölümünde çeşitli kademelerdeki görevlerinden sonra, 1998’de kozmetik ve kişisel bakım bölümünde çalışmaya başlayan Alemdar, 1999-2002 arasında, Schwarzkopf & Henkel’in Almanya ofisinde uluslararası özel müşteriler yöneticisi olarak görev yaptı. 2002’de Türkiye’ye döndüğünde, kozmetik ve kişisel bakım bölümü genel müdürlüğüne getirildi. Bu görevine ek olarak 2008-2010 arasında Schwarzkopf & Henkel Kozmetik ve Kişisel Bakım Mısır Genel Müdürlüğü’nü de yaptı. Geçtiğimiz Nisan ayında tüm dünyada Çamaşır ve Ev Bakımı, Kozmetik/Kişisel Bakım ve Yapıştırıcı Teknolojileri olmak üzere üç iş alanında marka ve teknolojileriyle faaliyet gösteren Henkel’de Yürütme Kurulu Başkanlığı görevine, Kozmetik ve Kişisel Bakımdan Sorumlu Genel Müdür Hasan Alemdar geldi. Alemdar, bu yeni görevini, mevcut sorumluluğuna ek olarak yürütmeye başladı.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü ve Birmingham Üniversitesi İşletme Bölümü’nden lisans dereceleri bulunan Hasan Alemdar, MBA derecesini de yine Birmingham Üniversitesi İşletme Bölümü’nden aldı. Kendinden bahsederken ilk cümlesi “Ayvalıklıyım” olan Hasan Alemdar evli ve bir kız çocuk babası. 1992’den beri Henkel’de çalışıyor. Tam bugünlerde yirminci yılını bitirdiğini söylüyor. Hasan Alemdar ile 20 yıllık Henkel yolculuğunu konuştuk.

Sektörünüzdeki istihdam rakamlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektördeki bütün büyük şirketler ulusal ve ağırlıklı olarak kurumsal. Bütün kurumsal firmaların 5-6 yıldır en önemli konsantrasyon odaklarından biri verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek. Bu da istihdam anlamında negatif sonuçlar doğuruyor. Çünkü Henkel’in de içinde bulunduğu tüm firmalar hissedarlarına karşı sorumluluk taşıyor. Bu sorumluluk onlara taahhüt ettiğimiz rakamları yerine getirmek. Ama bunları yapmaya çalışırken dış dünyada hayatımızı zorlaştıran bazı gelişmeler oluyor. Olabildiğince verimliliği artırmak, toplam harcamalarımızı daha yüksek dönüş sağlayacak şekilde gerçekleştirmek ve mümkün olduğu kadar mevcut insan kaynağıyla daha fazla iş yapabilmek. Eskiden olduğundan daha farklı olarak eleman sayıları konusunda çok dikkatli olmaya çalışıyoruz.

EĞER GERÇEKTEN BAŞARIYA ODAKLANIRSANIZ, BUNUN İÇİN ÇALIŞIYORSANIZ VE KONSANTRE OLUYORSANIZ ZATEN BAŞARININ DOĞAL SONUCU OLARAK UNVAN, TAKDİR VE MADDİ TATMİN DE GELİYOR. BAŞARININ ODAĞI, BAŞARININ HAZZI İÇİN ÇALIŞMAK OLMALI…

Türkiye’de bu durum nasıl?
Türkiye açısından bakıldığında hükümetin açıkladığı yeni bir teşvik paketi var. Bu teşvikle beraber birçok yeni sektörde firmaların yatırım yapmasını dolayısıyla yeni istihdamların oluşmasını bekliyoruz. Teşvik sisteminin yabancı yatırımcıları buraya çekmek veya halen Türkiye’de faaliyette bulunan firmaların daha fazla yatırım yapmasını teşvik etmek için yapılmış bir çalışma aynı zamanda cari açığı da bir şekilde kapatmaya yönelik bir önlem ama çok fazla dillendirilmese de aslında istihdam anlamında çok çok katkısı olacak. Ben özellikle 2012-2014’te yani bu teşvik paketinin sınırlaması 2014 yılına kadar bu yatırımların gerçekleştirilmesi gerekiyor teşvik sisteminden yararlanmak için özellikle bu süre boyunca ciddi anlamda istihdamın artacağını sadece bizim sektörde değil tüm Türkiye’de düşünüyorum.

TÜRKLER SONUÇ ODAKLI VE POZİTİF

Ülkemizdeki  insan kaynağının diğer ülkelere göre ne gibi farklılıkları var?
İyi eğitilmiş iş gücü. Çok geniş bir nüfusun içinde, iyi eğitim alma imkanına sahip olmak ne kadar ne kadar fazladır veya ne kadar değil bu tartışılır ama iyi eğitimli bir insan kaynağına sahip Türkiye… Türk insanın işe karşı olan tavrı çok pozitif. Çok fazla sonuç odaklı. Bu sonuç odaklı olma zaman zaman negatifliği de içinde barındırıyor. Bu da nedir, biraz hızlı karar alma, gereğinden fazla hızlı karar almaya itebiliyor. Bazen yeteri kadar analiz yapmadan yeteri kadar değerlendirmeden hemen bir sonuca erken bir sonuca varmak gibi bir sonuç doğursa da hızlı karar almak önemli etkenlerden bir tanesi.

Ortadoğu’da uzun yıllar çalıştınız. Türk çalışanların bu bölgedeki başarılarını sıkça duyuyoruz. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Afrika bölgesinin toplam ofis satışından sorumlu olduğum dönemde Ortadoğu’daki birçok ülkeyi yakından tanıma fırsatım oldu. Bölgeye göre baktığımızda Türk iş kaynağı hızlı gelişen bir ülkeye, ülkenin gereklerine adapte olabilme, karar alma, yeni bir işe, değişime açık olabilme, değişen ortamlarda çok daha hızlı adapte olma konularında oldukça başarılı.

BAŞARIYA ODAKLANILMALI

Başarının anahtarı sizce var mı?
Herkes gibi çalışmak diyeceğim ama elbette sadece çalışmak da yetmiyor. Başarının anahtarı bence sabır. Çünkü insan bir tek şeyi değiştiremiyor kendinde de çalışanda da, işe alırken de  tavrı değiştirmek çok mümkün değil. Eğitim, tecrübe eksikse çalışılarak tamamlanabilir ama işe olan tavır değişmez. Başarmanın verdiği haza sahip olmak çok önemlidir. Yoksa ben iyi bir şirketteyim bu şirketteki pozisyonumu korumak için çalışıyorum. Maaşım çok iyi para kazanıp bu kazandığım parayla özel hayatımda güzel restoranlarda yemek yiyip güzel tatiller yapmak istiyorum. Ben müdür olup param olsun istiyorum, arabam daha iyi olsun istiyorum diyerek bu motivasyonda olan insanların çok da fazla başarılı olamadıklarını görüyorum.

AİLE İŞİ ZEYTİNCİLİKLE UĞRAŞIYOR

Boş zamanlarınızı neler yaparsınız?
İki tür yazlıkçı vardır. Rüzgarı seven sörfçüler, rüzgarı sevmeyen balıkçılar. Ben balıkçılardanım. Çünkü rüzgarda balıkçılık olmuyor. Ben yazın balık tutmayı seviyorum. Kışında kayak yapıyorum. Zeytincilik yapıyorum. Zeytin ağaçlarımız var oradan zeytinler toplanıyor. Bu bizim aile işimizdi. Beş önce babamı kaybettim ondan sonra bir şekilde benim ilgilenmem gerekti. Mecburiyetten ilgilendiğim bir şey ama hobim gibi görüyor keyif alıyorum.

Hafta sonlarınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Hafta sonları olabildiğince sosyal aktivitelere ağırlık vermeye çalışıyorum. Eşimle sinemaya gidiyor, farklı İtalyan restoranları deniyor, arkadaş partilerine katılıyoruz. Benim bir başka aşkım Galatasaray. Maçlara gidiyorum düzenli. Kongre üyesiyim. İş dünyasında farklı sektörlerde çalışan bir arkadaş grubum var. Lig maçlarını statta birlikte izliyor, aynı zamanda iş ve sosyal hayata dair sohbetler ediyoruz.

HASAN ALEMDAR’LA KISA KISA
En son okuduğu kitap?
İstanbul’la ilgili bilmediği şeyler öğrendiği “İstanbul Hatırası”/ Ahmet Ümit
En son izlediği DVD?
Dedemin İnsanları
En beğendiği film?
Olağan Şüpheliler ve Aşk Engel Tanımaz (Nothing Hill)
En sık ziyaret ettiği internet sitesi?
Hürriyet.com.tr
Takip ettiğini TV programı?
Yalan Dünya
Sevdiğiniz müzikler?
Tom Bennett, Iron Maiden
Favori yerleri?
Ayvalık ve İzmir
En çok gittiği restoran?
Kanyon’da Gina
En sevdiği yemek?
Sucuklu kuru fasulye