prof_250Dünyanın gelişmiş ülkelerinde uzmanlık ve yönetici kariyer yollarının paralel ilerlediği birçok kuruma rastlamak mümkün. Farklı ilerleyen bu kariyer yollarında kazanç, sorumluluk ve kişiye verilen değer açısından pozisyonlar birbirleriyle yarışıyor. Ülkemizde ise maalesef az sayıda kurum, uzman pozisyonları için paralel kariyer yolları çiziyor. Çalışanlarda aranan bir özellik olmasına rağmen, kişinin konusunda uzman olmasına kurumlar tarafından halen yeteri kadar değer verilmiyor.

Yurt dışında faaliyet gösteren kurumların çalışanları ile etkileşiminiz varsa bu ay paylaşacaklarımı belki sizler de gözlemlemişsinizdir. Bu kurumlarda çalışanların arasında çok fazla sayıda konusunda uzman, herkes tarafından danışılan ve 35-40 yaş üstü olan ancak yönetici pozisyonunda olmayan kişiyle karşılaşmak mümkün. Bu kişilerin bilgi ve olgunluk seviyeleri ile yönetsel bir pozisyonları olmaksızın çevrelerine kattığı değer hemen hissediliyor. Jon Gertner’in The Idea Factory adlı kitabı da bu gözlemimi doğrular nitelikte bilgiler veriyor. Kitapta konularında uzman kişiler kurumlarına ve topluma yüksek değer katan çalışanlar olarak karşınıza çıkıyor.

Türkiye’de nüfusa paralel olarak çok genç bir istihdam gücüne sahibiz. Özellikle hızlı büyüyen sektörler başta olmak üzere kurumların büyük bir kısmında çalışanların yaş ortalamaları çok düşük. Bu durum doğal olarak uzman ve deneyimli kadrolarla çalışmamızı zorlaştırıyor, ayrıca kurumların çalışanlara daha çok yatırım yapmasını ve genç çalışanları kariyer yollarında daha fazla yönlendirmesini gerektiriyor.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde uzmanlık ve yönetici kariyer yollarının paralel ilerlediği birçok kuruma rastlamak mümkün. Farklı ilerleyen bu kariyer yollarında kazanç, sorumluluk ve kişiye verilen değer açısından pozisyonlar birbirleriyle yarışıyor. Ülkemizde ise maalesef az sayıda kurum, uzman pozisyonları için paralel kariyer yolları çiziyor. Çalışanlarda aranan bir özellik olmasına rağmen, kişinin konusunda uzman olmasına kurumlar tarafından halen yeteri kadar değer verilmiyor. Yönetici pozisyonlarının çok daha kazançlı, sorumlulukların daha yüksek olduğu ve değerli olarak görüldüğü bir iş hayatı sürüyor. Bu durum uzman pozisyonunda kişilerin isteksiz de olsa, gerekli yönetsel becerileri taşımasa da yönetici pozisyonlarına yönelmesine ve bu yönde beklentilerinin oluşmasına neden oluyor. Kurumlara yeni giren çalışanlar da çalıştıkları kurumda yönetici olmadıkları takdirde yükselen bir kariyer yolu izleyemeyecekleri sonucuna varıyor. Bu sebeple de çoğunlukla çalışanların kariyer hedeflerinde yönetici olmak yer alıyor. Organizasyonel teoriye ve işin matematiğine baktığımızda yönetici sayısının toplam çalışan sayısına oranla düşük sayıda olacağı gerçeği değişmeyeceğine göre yaşanan beklentilerin örtüşmemesi ile ilgili sıkıntılar da katlanarak artacaktır.

İK’ya büyük iş düşüyor

Bu kısır döngünün sebebinin sadece yeni neslin beklentileri olmadığı düşüncesindeyim. Kurumların uzman pozisyonlarına yönelik hakları ve kariyer yolları politikalarının da çoğu çalışanın yönetici olma hedefini körüklediği görüşündeyim. Bu döngüyü kırmak için kurumsal politikalarda değişimi tetikleyecek İnsan Kaynakları departmanlarına ve yönetim kadrolarına önemli bir rol düşüyor. Muhakkak her bölüm için yöneticilik yanında uzmanlık kariyer yollarını da yaratmalıyız. Konusunda uzman olan kişinin kariyerinde ilerledikçe ve pozisyonunun daha fazla değer yaratabileceği fırsatlar oldukça kazancını ve sorumluluklarını genişletmeliyiz.

Uzmanlaşma yolunda ilerlemek isteyen çalışanlara değer katacak kariyer yolları çizen kurumların, kıymetli yetenekleri uzun yıllar bünyesinde tutabilecek ve çalışan başına verimliliğini de en üst seviyelere taşıyabileceklerine inanıyorum.