Kimimiz yüzlerce insanın olduğu kalabalık açık ofislerde ter döküyor, kimimiz ise küçük ofislerde birkaç iş arkadaşımız ile kafa kafaya çalışıyoruz. Her iki durumun da farklı zorlukları var. Farklı insanlar farklı karakterler, farklı zorluklar demek. İşyerinde saygı zorunlu ama sevgi zor. Ama ah bir de herkes birbirini sevse, ofiste hayat bayram olmaz mı?
Araştırmalara göre EQ’su yüksek çalışanların ağırlıkta olduğu yerlerdeki takım ruhu çok daha kuvvetli. Empati yapabilen, duygusal, iletişimi kuvvetli kişiler birbirleriyle de iyi anlaşıyor. Ofiste saygıya sevgi de ekleniyorsa ortam daha huzurlu oluyor. Huzur demek verimli çalışma ortamı demek. Kısacası, işe alımlarda empati duygusu yüksek adayları seçtikten sonra ofiste uçuşan kalpler görmek çok da zor değil.
Çalışanların çoğu, desteklendiği, çalışma arkadaşının kendisini kıskanmak yerine yardımcı olduğu, yapılan işin her zaman takdir edildiği bir ortamda çalışmayı ister. Elbette ofiste çalışanların birbirleri ile iyi anlaşması, birbirlerini sevmeleri için çok fazla dinamik gerekiyor. Tüm bu dinamiklerin başında ise EQ’su yüksek adaylar seçebilmek geliyor.
Emotional Intelligence (Duygusal akıl) kitabının yazarı Daniel Goleman’a göre, kişinin EQ’sunun beş temel özelliği var: Farkındalık, öz-düzen, motivasyon, empati ve sosyal beceriler. Kişinin EQ’su davranışlarını yönlendiriyor ve genellikle olumlu sonuçlar doğuran kararlar almasını sağlıyor.
EQ’yu geliştirmek için neler yapılabilir?
Farklılıkları kucakla
Ofis ortamı demek insan popülasyonu açısından çeşitlilik demek. Çeşitlilik ise farklılık demek. Bundan olumlu anlamda yararlanmak çok keyifli olabilir. Tüm bu farklılıklara empati ve anlayışla yaklaşmak demek onlardan alınacak onlarca ders ve gelişim püf noktası demek. Bu nedenle ellerimizi açalım ve EQ enerjilerini yollayalım.
Dikkatle dinle
Sadece ofiste değil yaşamın her anında genelde sorunlar yanlış anlamaktan, yanlış anlamak da iyi dinlememekten kaynaklanıyor. Kulakları açmak ve “Karşımdaki ne diyor, derdi nedir” demek çok önemli. Sağlam bir EQ için konuşmadan çok dinlemek şart.
Başkalarını düşün (Bunu onlara göster)
Ofise gelmek, sadece oturup iş yapmak ve gün bitince kalkıp gitmek müthiş sıkıcı olsa gerek. Etkileşime geçmeli, diyalog kurmalı, başkalarının ilgi alanına girip aynı şekilde başkalarını da ilgi alanımıza sokmalıyız. Bunun için düşünüldüğünü bilen insanın mutluluğunu hayal etseniz yeter.
