Emeklilik mevzuatı çalışanlar kadar şirketlerin ve İnsan Kaynakları uzmanlarının da gündemini belirleyen unsurların başında geliyor. Mevzuattaki son değişiklikleri doğru takip edebilmek ve uygulamak ise büyük önem taşıyor. İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya, emeklilik mevzuatındaki son gelişmeleri ve insan kaynakları uzmanlarının dikkat etmesi gereken adımları anlatıyor.

emeklilik

Hem İnsan Kaynakları alanında çalışan uzmanların hem de çalışanların gündemlerinden hiç düşmeyen konuların başında emeklilik geliyor. Emeklilik yaşı ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiği gibi bugün birçok ülkede de kadınlar erkeklere göre daha erken yaşta emekli olabiliyor. Uzmanlar emeklilik yaşı ve emeklilik maaşının hesaplamalarında ve takibinde İnsan Kaynakları uzmanları kadar çalışanlara da görev düştüğünü belirtiyor. Emeklilik mevzuatındaki son gelişmeler nedir? İnsan Kaynakları uzmanlarının nelere dikkat etmesi gerekiyor? Emeklilikle ilgili doğru bilinen yanlışlar neler? İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya mevzuatla ilgili dikkat etmesi gereken adımları anlatıyor.

Emeklilik yaşı 65 oldu

İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya, Türkiye’de emeklilik yaşının devlet tarafından farklı statülere ve farklı koşullara göre kanunla belirlendiğini ifade ediyor. Kaya, “8 Eylül 1999 tarihine kadar kadınlar 38, erkekler ise 43 yaşında emekli olabiliyorlardı. O tarihten sonra emeklilik şartları değiştirildi. Emekli olabilme yaşı ve prim
ödeme gün sayısı yükseltildi. Kademeli olarak yükseltilen emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısı 1 Ocak 2048 tarihi itibariyle 65 olarak uygulanacak” diyor. Farklı durumlar için farklı emeklilik yaşları bulunduğunu söyleyen Kaya, kişinin durumuna özel olan emeklilik yaşının ve prim ödeme gün sayısının emeklilik hesaplama cetveli yardımıyla tespit edilebildiğine dikkat çekiyor.

Kadın ve erkekler için farklı prim gün sayısı

Kaya, “Emeklilikte prim gün sayısı, sosyal güvenlik sistemine dahil olup emeklilik için prim ödenmeye başlanan güne göre belirleniyor” diyor ve kadın ile erkekler için doldurulması gereken prim gün sayılarının farklı olduğunu dile getiriyor. Kaya, 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren 5510 Saylı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun
uygulandığını anlatıyor. Bu kanunla özellikle kadın çalışanların çalışma hayatındaki istihdam oranlarının artırılması ve teşvik edilmesi yönünde düzenlemeler yapıldığına dikkat çeken Kaya, “Bu iki düzenlemeden birincisi kadınlara yönelik bir uygulama olan doğum borçlanması. Bu kapsamda, sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra gerçekleşen doğumların, iki doğuma kadar olan toplam bin 440 günlük borçlanma imkanına, üçüncü doğumun da ilave edilmesiyle toplam borçlanma gün sayısının iki bin 160 güne çıkarıldı” diye konuşuyor. Kaya, ikinci düzenlemenin de yine kadın çalışanlara yönelik olarak yapıldığını kaydediyor. Buna göre engelli çocuğu bulunan çalışan annelerin sigortalılık sürelerine fiili hizmet zammının uygulandığını vurgulayan Kaya şöyle devam ediyor: “Kadın çalışanın, engelli çocuğu bulanan annenin bir yıllık çalışmasına 90 gün ilave ediliyor. Bir başka ifade ile 360 günlük çalışmasına 90 gün ilave edilir ve çalışması bir yıl karşılığında 450 gün olarak sayılır. Bu 90 günlük ilave gün sayısı da emeklilik yaşından düşürülür. Engelli çocuğu bulunan çalışan annelerin bu haktan yararlanabilmesi için engelli çocukları için verilmiş olan sağlık raporunu mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumu’na ibraz etmeleri gerekiyor.”

Primleri kontrol etmek önem taşıyor

Kaya, çalışanların emeklilik için dikkat etmeleri gereken en önemli hususun ise emekli olduktan sonra alacakları emekli maaşı olduğuna dikkat çekiyor. Kaya, “Emekli maaşları, çalışanların çalışmış olduğu yılların ve ödenmiş olan primlerin toplamları üzerinden yapılacağı için, çalışanların adlarına ödenen primlerin gerçek ücret üzerinden ödenip ödenmediğine dikkat etmeleri gerekiyor” diyor. Kaya, çalışanların işverenleri tarafından kendilerine ödenen ücretler üzerinden primlerinin yatırılıp yatırılmadığını kontrol etmemeleri durumunda emekli olduklarında şok yaşayabileceklerini anlatıyor. Kaya, böylesi bir durumda çalışanların alacakları maaşların bugünkü emekli aylığı bağlama sistemine göre düşük olabileceğini söyleyerek çalışanları uyarıyor. Kaya bu nedenle İnsan Kaynakları uzmanlarının da çalışanların sigorta primlerinin düzenli ve gerçek ücretler üzerinden ödenmesi gerektiğini belirtiyor.

Doğru bilinen yanlışlar var

Kaya, İnsan Kaynakları departmanlarının doğru bildiği yanlışların olduğunu dile getiriyor. Kaya, Sosyal Güvenlik mevzuatına göre, çalışanların emeklilik için gerekli olan şartları yerine getirmeleri halinde kuruma yazılı müracaat ederek emekli olduklarını ve aylıklarının bağlandığını söylüyor. Ancak uygulamada emekli olduktan sonra çalışmaya devam edecek çalışanlar için İK departmanlarının sıklıkla yaptığı iki hatanın olduğunu dile getiren Kaya, “Çalışanlar emeklilik şartlarını yerine getirdikleri halde çalışanlara bu hakkın kullandırılmadığını, ‘Emekli olursanız iş akdiniz sona erer’, mantığından yola çıkarak hatalı bir uygulama yapıldığını görüyoruz. Oysa çalışanlar emekli olduktan sonra çalıştıkları, kurumun kendileri ile çalışma arzusunda ise, iş akdi sonlandırılmadan da sigortalılık statüsü değiştirilerek çalışmayı sürdürebilir” diyor. Kaya, yapılan ikinci hatayı ise şu şekilde açıklıyor: “Emekli olan bir çalışan iş akdi sona ermeden çalışmaya devam ettiği halde, bu çalışanın iş akdi sonlandırıldığında kıdem tazminatı, emekli olduğu yıldaki brüt ücret üzerinden hesaplanıyor. Oysa kıdem tazminatı ödemesinde çalışanın aktif sigortalı ya da pasif sigortalı olmasının bir anlamı yok. Kıdem tazminatının her şartta çalışanın en son aldığı ücret üzerinden ödenmesi gerekir.”

İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Kaya